Rüştü Reçber, ''Takımımız öne geçtiği zaman çok daha etkili oluyor. Ben gidişattan son derece memnunum. Daha önce söylediğim gibi, Milli Takım derece alarak ülkemize dönecektir'' dedi.
Radyospor Programcısı, İspanyol spor gazetesi AS'ın Türkiye temsilcisi Özgür Sancar'ın kişisel yazıları. #PeriodicoAS #Radyospor #Blogger #Corresponsal
25 Mart 2016 Cuma
Özil, Barcelona'nın temposunu kaldırır mı?
Eski milli kaleci Rüştü Reçber Radyospor'a önemli açıklamalarda bulundu.
Galatasaray’a hayır denmez
Galatasaray’ın efsane isimlerinden Zoran Simovic, bir gün yeniden sarı kırmızılı takımda görev almak istediğini söyledi.
24 Mart 2016 Perşembe
Ibra Fenerbahçe'ye gelir mi?
İsveç’te yaşayan FIFA menajeri Mesrun İzzet, Fenerbahçe'nin geçen yaz Zlatan Ibrahimovic ile görüştüğünü söyledi.
Etiketler:
Chelsea,
Fenerbahçe,
PSG,
Zlatan Ibrahimovic
22 Mart 2016 Salı
"Galatasaray'ı küçültüyorlar"
Galatasaray’da son seçimlerde başkan adayı olan, eski yönetim kurulu üyesi Prof.Dr. Ahmet Özdoğan sarı kırmızılı kulübün küçültüldüğünü söyledi.
KULÜP TASARRUF ETMİYOR, KÜÇÜLÜYOR. TARAFTARLA BAĞLAR KOPARILMAMALI!
Radyospor’da Özgür Sancar’ın canlı yayın konuğu olan Özdoğan, “2015 bütçesi ibra oldu. Burada konuşulacak bir şey yok. UEFA’dan men cezası aldık. Bunda da konuşulacak bir şey yok. Konuşulması gereken buydu. 2016’da Galatasaray küçülüyor. Taraftarlar bunu bilsin. Galatasaray tasarruf etmiyor. Galatasaray’ı küçültüyorlar. Küçülmeye rağmen Dursun Özbek ve yönetimi sadece 65 milyon TL, bu sadece kulüp için içerisinde futbol yok; basketbol ve diğer branşların olduğu bölüm için 65 milyon TL borçlanma yetkisi aldı. 4.6 milyon da negatifdeyiz. Denk bütçede değiliz. Demek ki hâla ders çıkartamamışız. İkincisi Galatasaray taraftarıyla tekrar duygusal bağları çok iyi kurmak zorunda. Biz bu dönemi taraftarımızla atlatabiliriz. Taraftarsız hiçbir şey olmadığını, taraftarın bir oksijen gibi olduğunu unutmamalıyız” dedi.
GALATASARAY NE YAPTI DA UEFA’YA ŞİKAYET EDECEKLERDİ (?)
Prof.Dr Özdoğan, “Sayın Fenerbahçe başkanı geçen hafta bir açıklama yaptı ve dedi ki, ‘Galatasaraylı dört isim verdi: İlhan Helvacı, Ebru Köksal, Levent Bıçakçı ve Lütfi Arıboğan. ‘Bunlar beni UEFA’ya ispiyonladılar. Ama ben Galatasaray’ı ispiyonlamadım’ dedi. Ben ne demek istediğini anlamadım. Bu değerli isimler Galatasaraylı, ancak bu isimlerin TFF’de görevde olduğu dönemde, başkan Mehmet Ali Aydınlar’dı. Kendisine karşı Fenerbahçe başkan adayı olmuştu. TFF başkanından habersiz hiçbir yazışma yapılmaz. İspiyonculuk etik olarak yanlıştır. Madem ispiyonculuk iddiası var, Fenerbahçe kulübü başkanı, Aydınlar hakkında da, kulüp üyesi olduğundan gereğini yapması gerekirdi. Bunu yaptı yapmadı bilmiyorum. Ama benim arkadaşlarımın böyle bir şey yapmaya selahiyetleri yok. Yıldırım, ben arkadaşlarımı Galatasaray’ı şikayet etmesinler diye durdurdum’ dedi. Biz mali fair playden sınıfta kaldık. Biz her hangi bir nedenle kara para aklamasından, evrak üzerindeki sahtekârlıktan veya bir usülsüzlükten ya da maçlar üzerindeki bir usulsüzlükten, şikeden ceza almadık. Ne yapacaklarmış da arkadaşlarını bize karşı durdurmuş anlamadım” ifadelerini kullandı.ajansspor.com, radyospor.com
Etiketler:
bütçe,
Fenerbahçe,
Galatasaray,
mali genel kurul,
şike
18 Mart 2016 Cuma
Sneijder gitmiyor
ajansspor.com, radyospor.com
Galatasaray'ın Hollandalı yıldızı Wesly Sneijder'in menajeri Guido Albers, başarılı yıldızın ayrılma kararı almadığını söyledi.
Galatasaray'ın Hollandalı yıldızı Wesly Sneijder'in menajeri Guido Albers, başarılı yıldızın ayrılma kararı almadığını söyledi.
"2 YILLIK SÖZLEŞMESİ DAHA VAR. EN AZINDAN BUNU TAMAMLAMAK İSTİYOR"
Radyospor'da Özgür Sancar'ın sorularını yanıtlayan Albers, "Türkiye'de üzücü olaylar olmuş olabilir. Ama bu Sneijder'in Galatasaray ve Türkiye'yle ilgili düşüncesini değiştirmedi. Galatasaray ile 2 yıl daha sözleşmesi var. Hedefi en azından bu süreyi tamamlamak" dedi.
Radyospor'da Özgür Sancar'ın sorularını yanıtlayan Albers, "Türkiye'de üzücü olaylar olmuş olabilir. Ama bu Sneijder'in Galatasaray ve Türkiye'yle ilgili düşüncesini değiştirmedi. Galatasaray ile 2 yıl daha sözleşmesi var. Hedefi en azından bu süreyi tamamlamak" dedi.
"BANA GÖRE AYRILMAZ"
Başarılı orta saha oyuncusunun şu anda sadece derbiyi düşündüğünü belirten Albers, "Ne bana ne de Galatasaray'a gelen bir teklif var. Ocak ayında dünyanın pek çok yerinden Wesly için teklif aldık. Takımların ismini söyleyemem. Ama Wesley gitmek istemedi. Galatasaray'da mutlu. Şu anda gelen teklif yok. 2 yıl daha sözleşmesi var. Ben Wesley'nin devam edeceğine inanıyorum. Sezon sonunda şartlar değişir, yönetim gelebilecek teklifleri değerlendirme kararı alırsa bunu o zaman düşünürüz. Ama bana göre bunlar olmaz. Şu anda teklif yok" şeklinde konuştu" ifadelerini kullandı.
Başarılı orta saha oyuncusunun şu anda sadece derbiyi düşündüğünü belirten Albers, "Ne bana ne de Galatasaray'a gelen bir teklif var. Ocak ayında dünyanın pek çok yerinden Wesly için teklif aldık. Takımların ismini söyleyemem. Ama Wesley gitmek istemedi. Galatasaray'da mutlu. Şu anda gelen teklif yok. 2 yıl daha sözleşmesi var. Ben Wesley'nin devam edeceğine inanıyorum. Sezon sonunda şartlar değişir, yönetim gelebilecek teklifleri değerlendirme kararı alırsa bunu o zaman düşünürüz. Ama bana göre bunlar olmaz. Şu anda teklif yok" şeklinde konuştu" ifadelerini kullandı.
HAKKINDA ABUK SUBUK İDDİALAR ÜRETİYORLAR
Sneijder'in temsilicisi Guido Albers, "Wesly hakkında abuk subuk laflar ediyorlar. Her gün türlü türlü rivayetler. Almış olduğu farklı bir karar yok. Hep söylediğimiz gibi aynı noktada. Galatasaray'ı seviyor ve devam etme arzusunda. Şu anda tek düşüncesi Fenerbahçe'yle oynayacakları derbi. İyi bir rakibe karşı oynayacaklar. Ama sezonu kurtarmak adına çok önemli bir maç olacak. O yüzden Wesly için tek düşünce kazanmak" dedi.
Sneijder'in temsilicisi Guido Albers, "Wesly hakkında abuk subuk laflar ediyorlar. Her gün türlü türlü rivayetler. Almış olduğu farklı bir karar yok. Hep söylediğimiz gibi aynı noktada. Galatasaray'ı seviyor ve devam etme arzusunda. Şu anda tek düşüncesi Fenerbahçe'yle oynayacakları derbi. İyi bir rakibe karşı oynayacaklar. Ama sezonu kurtarmak adına çok önemli bir maç olacak. O yüzden Wesly için tek düşünce kazanmak" dedi.
Etiketler:
derbi,
Galatasaray,
Sneijder,
transfer,
Ultraslan
17 Mart 2016 Perşembe
Mario Gomez kalacak mı?
Attığı goller ve performansıyla, yeniden, Avrupa'da pazarını arttıran Mario Gomez, Premier Lig takımlarının gündemine geldi.
Alman golcünün Beşiktaş'a transferinde, siyah beyazlı kulüp adına inisiyatif kullanan FIFA menajeri Özkan Doğan, ''Mario Gomez attığı 19 golle Beşiktaş'ın tarihine geçmesi bizim için gurur kaynağı. Beşiktaş'a faydalı olması transferinde katkılı olduğumuz için bizi sevindiriyor. Gomez'in transferinde biz Beşiktaş adına vesile olduk. Gomez'in Alman menajeri Uliferber ile transfer için görüştük başarılarını takdir ediyoruz'' dedi.
"MARİO 30 GOL ATAR, SENEYE DE BEŞİKTAŞ'TA KALIR"
Radyospor'da Özgür Sancar'ın canlı yayın konuğu olan Özkan, ''Gomez'in 25 golü geçeceğini düşünüyorum. 30'a yakın gol atacağına inanıyorum. Benim görüşüm Beşiktaş'ta mutlu ve Beşiktaş'ta devam edecek. Burada mutlu ve ülkemizi seviyor. Gomez Beşiktaş'ta oynadığı için kendini şanslı hissetmeli. Bir aksilik olmazsa Gomez Beşiktaş forması giymeye devam edecektir'' şeklinde konuştu.
Radyospor'da Özgür Sancar'ın canlı yayın konuğu olan Özkan, ''Gomez'in 25 golü geçeceğini düşünüyorum. 30'a yakın gol atacağına inanıyorum. Benim görüşüm Beşiktaş'ta mutlu ve Beşiktaş'ta devam edecek. Burada mutlu ve ülkemizi seviyor. Gomez Beşiktaş'ta oynadığı için kendini şanslı hissetmeli. Bir aksilik olmazsa Gomez Beşiktaş forması giymeye devam edecektir'' şeklinde konuştu.
ETO'O DEVAM EDECEK
Eto'o'nun Türkiye temsilcisi olan Özkan Doğan ''Eto'o için gol atamaz dediler. Görünen ortada. Eto'o aldığı paranın hakkını veriyor. Burada çok mutlu. Birçok teklif gelmesine rağmen o Antalyaspor'u seçti. Son derece mutlu ve burada kalmayı istiyor'' dedi.
Eto'o'nun Türkiye temsilcisi olan Özkan Doğan ''Eto'o için gol atamaz dediler. Görünen ortada. Eto'o aldığı paranın hakkını veriyor. Burada çok mutlu. Birçok teklif gelmesine rağmen o Antalyaspor'u seçti. Son derece mutlu ve burada kalmayı istiyor'' dedi.
BİLAL KISA GALATASARAY'I TERCİH ETTİ
Galatasaray'ın tecrübeli futbolcusu Bilal Kısa'nın da temsilcisi Doğan, ''Hep söylediğim bir şey var. Bilal hatırla transfer olmadı. A Milli Takım forması giyen Bilal'in kendisi Galatasaray'a gelmek istedi. Şöyle bir algı var; Bilal Hamza hocanın isteğiyle geldi diye. Ancak Bilal kendi istedi gelmeyi. Bilal oynarsa başarılı olur ve Galatasaray'ın başarısı için elinden geleni yapar'' diye konuştu. ajansspor.com, radyospor.com
Galatasaray'ın tecrübeli futbolcusu Bilal Kısa'nın da temsilcisi Doğan, ''Hep söylediğim bir şey var. Bilal hatırla transfer olmadı. A Milli Takım forması giyen Bilal'in kendisi Galatasaray'a gelmek istedi. Şöyle bir algı var; Bilal Hamza hocanın isteğiyle geldi diye. Ancak Bilal kendi istedi gelmeyi. Bilal oynarsa başarılı olur ve Galatasaray'ın başarısı için elinden geleni yapar'' diye konuştu. ajansspor.com, radyospor.com
Etiketler:
Beşiktaş,
futbol,
gol,
Mario Gomez,
Premier Lig
"Braga ilk maçtaki gibi olmayacak"
Osmanlıspor'un başarılı orta saha oyuncusu Tiago Pinto, Ankara'da yaşanan terörist saldırı ve Braga - Fenerbahçe maçıyla ilgili çok önemli açıklamalar yaptı.
TERORİST SALDIRI BİZİ ENDİŞELENDİRDİ; AMA İŞİMİZİ YAPMAK ZORUNDAYIZ
Radyospor'da Özgür Sancar'ın canlı yayın konuğu olan Pinto, "Ankara'da yaşanan olaylardan dolayı endişelerimiz, kaygılarımız oldu; ama hayat devam ediyor. Biz işimizi yapmalıyız. Başakşehir galibiyeti önemliydi; daha da önemli olan elde ettiğimiz sonuçların ve iyi futbolun devam etmesi. Bu şekildi devam etmeliyiz. Başakşehir ligin en iyi takımlarından bir tanesi ve gerçekten bizim için çok zor maçtı. Fakat biz oynadığımız her maçı kazanmayı arzuluyoruz. Hep kazanmak için sahadayız. Şimdi artık Gençlerbirliği maçını düşünmek gerekir. Gençlerbirliği maçını da kazanıp yolumuza devam etmek istiyoruz" dedi.
FENERBAHÇE TURA YAKIN; AMA BRAGA ÇOK İYİ BİR EKİP VE İLK DAKİKADAN İTİBAREN BASKI YAPACAK
2010-11 sezonunda Braga'nın formasını giyen Pinto, "Braga ilk maçta kapalı oynadı. İlk maçla ikinci maç farklı olacak. İlk maçta Fenerbahçe'ye karşı çok fazla temkinliydiler ve çekinerek oynadılar. Yarın açık oynamak zorundalar. Başlangıçtan itibaren gol için baskı yapacaklar. Turu geçebilecek kalitede oyuncuları var; bence şansları var. İçerideki maçları iyi oynuyorlar, ofansif ve iyi bir ekip Braga. Fakat Fenerbahçe daha kaliteli ve tecrübeli oyunculardan kurulu. Fenerbahçe turu geçmeye daha yakın olan taraf. Bu tür maçları çok defa yaşamış tecrübeli oyunculara sahip. 1-0'lık skor avantajıyla oynayacaklar. Zamanı da buna göre iyi kullanabilirler. Fenerbahçe'nin teknik direktörü Portekizli ve Portekiz takımlarını, orada oynayan oyuncuları iyi tanıyor. Fenerbahçe'nin çok tecrübeleri oyuncuları var. Braga açık futbol oynayacak. Tam olarak ne olacağını kestiremem. Her şey olabilir. Ama elimizdeki veriler, ilk maçtaki gol nedeniyle de, Fenerbahçe'nin tura yakın olduğunu gösteriyor" şeklinde konuştu. ajansspor.com
Etiketler:
Avrupa Ligi,
Braga,
Fenerbahçe,
futbol,
Tiago Pinto
11 Mart 2016 Cuma
M’bia Beşiktaş’a gelir
Beşiktaş’ın eski
yönetim kurulu üyesi Erol Kaynar, eski Trabzonsporlu M’bia’nın sezon sonunda
siyah beyazlı takıma transfer olabileceğini söyledi.
Ocak ayında
Trabzonspor’dan ayrılıp Çin’in HB Fortune takımına transfer olan Stephan Mbia
burada mutlu değil. Temsilcisi Beşiktaşlı idarecilerle temasa geçti.
M’BIA ORADA MUTSUZ
Radyospor’da Özgür
Sancar’ın canlı yayın konuğu olan Kaynar, konuyla ilgili olarak, “Beşiktaş’ın
Mbia ile ilgilendiğini duydum. Çin’de mutlu değilmiş. Gelmeye de sıcak bakıyor.
Çin’de kazandığı parayı burada alamayacak olsa da, mutsuz olduğu için
Beşiktaş’a gelebilir, şu an flört halindeler”dedi.
ATLETICO MADRID İLGİLENİYOR
Son haftalarda 11’in
dışında kayan Gökhan Töre için de fikrini açıklayan eski yönetici Erol Kaynar, “
Gökhan Töre'nin transfer iddialarına yönelik konuşan Kaynar:"Gökhan
Töre'yi almak için bir iki kulübün çalışmalar yaptığını biliyorum. Atletico
Madrid ciddi bir şekilde Gökhan Töre ile ilgileniyor. Resmi bir teklif var mı
bilmiyorum ancak görüşüldüğünü biliyorum. Gökhan Töre'nin yerine bir oyuncu
almak kaydı ile Beşiktaş bu transfere sıcak bakıyor” şeklinde konuştuhttp://www.ajansspor.com/http://www.radyospor.com/
.
Etiketler:
Beşiktaş,
futbol,
MBia,
Trabzonspor,
transfer
10 Mart 2016 Perşembe
Ne Pelegrini ne de Yanal!
Galatasaray teknik direktör konusunda çalışmalarını sürdürüyor.
ajansspor.com
Radyospor'dan Özgür Sancar'ın edindiği bilgiye göre, sarı kırmızılı yönetici ve yetkililer şu ana kadar hiç bir teknik direktörle temasa geçmedi.
RAMOS, BENTO, PELEGRINI, BIELSA, DI MATTEO...
Ancak sürekli olarak, belli teknik direktörler öneriliyor. Bunların başında Manuel Pelegrini, Juande Ramos, Paulo Bento, Rudi Gracia, Marcelo Bielsa, Di Matteo ve Ersun Yanal geliyor.
Fakat sarı kırmızılı idareciler bu isimlerin hiçbirisi ile resmi bir temas başlatmadı.
ARAYIŞLAR SEZON SONUNA KADAR DEVAM EDEBİLİR
UEFA'dan gelen ceza ve mali kısıtlama sebebiyle çok daha hassas davranan idarecilerin teknik direktör arayışı sezon sonuna kadar devam edebilir.
Bu arada Arjantinli teknik direktör Marcelo Bielsa, Galatasaray'ı kırgın olduğunu söyledi.
Ünal Aysal'ın başkan olduğu dönemde, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'le yollar ayrıldıktan sonra ilk olarak Marcelo Bielsa'yla görüşülmüştü.
BIELSA KIRGIN
Aysal, Arjantinli teknik adamla her konuda anlaştı, uçak biletleri bile kulüp tarafından alındı; ancak Aysal son anda Roberto Mancini'yi takımın başına getirmeye karar verdi. O dönem Paris'te bulunan Bielsa, uçağının kalkış saatinden sadece bir saat önce durumdan haberdar edildi. Marcelo Bielsa, "Havalimanından döndüm. Her şey tamamdı. Uçağın kalkmasına 1 saat vardı. 'Fikrimizi değiştirdik' diye telefon ettiler. Bu olana gerçekten çok kızgınım ve o dönem başkanın yaptığını unutamıyorum" dedi.
Fakat buna karşın yapılabilecek olası bir görüşmede, yeni bir yönetim olması, Bielsa'nın geçmişte yaşananlardan dolayı kırgın olmasından kaynaklanan negatif düşüncesini revize etmesini sağlayabilir.
“Babam bana bir daha gidilmemesi gereken yolu gösterdi!”
Medellin kartelinin bir numarası Pablo Escobar’ın oğlu Sebastian
Marroquin babasının gerçek hikâyesini kaleme aldı.
Gözleri kocaman kocaman açılarak ve derin bir iç çekişle anlatıyor
babasından sonra elinde kalanları: “Babamdan bana kalan tek şey bir saat ve o
ölürken üzerindeki giyecekler. Ondan geriye bende sadece bunlar var.”
Aslında bu saydıkları sadece maddi onlar. Babasından kendisine kalan
asıl miras yakın geçmişin en büyük uyuşturucu Baronu’nun uluslar arası
siyaseti, devletler arası ilişkileri ve beraberinden zengin-fakir, güçlü-
güçsüz pek çok insanın hayatına doğrudan nüfuz eden, her momentumu korku,
şiddet ve heyecanla ilerleyen canlı bir hikayedir.
“Mi Padre” (Benim Babam) tek başına bir hikâyenin yalın anlatımı
ya da şiddeti tasvir eden bir kitap değil. Belki bundan daha fazlası… https://twitter.com/mozgursancar?lang=tr https://www.facebook.com/t
Şiddet, öfke, sadakat ve ihanet sarmalında sevginin kendine yer bulabildiği
gerçeğinin, bir barış mesajı formunda iletilme kaygısı. Belki de kocaman bir
özür kurban gidenlerin geride bıraktıkları için…
Dünya
uyuşturucu trafiğinin yüzde 80’ini yöneten bir Baba’nın oğul kaygısı
Nasıl bir duygu (?), tüm zamanların en ünlü, en güçlü uyuşturucu
bir kaçakçısı bir Baba’nın oğlu olmak.
Bu ve bunun gibi onlarca soruya yanıt veren, tam 500 sayfadan
oluşan; çok daha önemlisi daha önce Pablo Escobar hakkında yazılan kitaplardan,
gerçeğin ta kendisini anlatıyor olmasıyla ayrılan bir eser “Benim Babam”.
Oğul Escobar kitabının hiçbir sayfasında babasının işlediği
suçları, önü açılan yolsuzluklarını savunma kaygısıyla sayfaları bükmüyor.
Bir mimar ve endüstriyel tasarımcı olan Sebastian Marroquin, 7
yaşındayken babasının tam olarak ne yaptığını ve ailesinin ülkesi Kolombiya’daki
pozisyonunu idrak etmeye başladı: “1984 yazında Adalet Bakanı Rodrigo Lara
Bonilla’nın ölümüyle daha kolay anlamaya başlamıştım tanıdığımı düşündüğüm
babamın dünyasında neler olduğunu. Suçlamalarla birlikte algım netleşmeye
başladı.”
Buna rağmen doğum günleri geçiyordu, çikolata ve kurabiye dolu
oyuncukların hediye edildiği, tomarla paraların saçıldığı. Yaşadığı çiftlik
filler dahil olmak üzere, dünyanın değişik yerlerinden getirilmiş egzotik
hayvanlardan oluşan bir zooloji parkına sahipti. Son model araba ve
motosikletler, oyun parkları ve bahçeler… Bir koruma ordusu nezaretinde adeta
bir kantonu andırıyordu: “Bütün bunlar benim için son derece normaldi. Tıpkı
suyun balıklar için normal olması gibi. Babam bir şeyi bana ısrarla vurguladı;
sanki uyuşturucu kullanma demek istiyordu, beni son derece fakir insanları
görmek için Kolombiya’nın marjinal mahallelerine götürürken. Aslında o devletle
uğraşmak zorunda olduğu için o mahallelerle ilgileniyordu. İnsanları yardım
ediyordu. Bunu onu temize çıkarmak adına söylemiyorum. Basitçe söylemek
gerekirse bu onun kötülük karşısındaki iyi tarafını gösteriyor.”
Frank Sinatra ağın parçası
Pablo Emilio Escobar Gaviria, kısaca "El Patrón”
(patron) olarak isimlendirilir. 2 Aralık 1993’te yakalama gerekçesiyle kurulan
bir pusu sonrasında öldü: “Onu öldürmediler. Zaten o yakalanmadan önce intihar
etmişti. Yakalanan benim amcam Roberto’ydu.”
Kitap yayımlanıp, “best seller” raflarında yerini aldıktan
sonra “neden bu kadar polemiği beraberinde getirdi” sorusuna verilecek ilk
cevaplardan bir tanesi işte bu intihar anekdotu. Fakat polemiğe kapı aralayan
notlar sadece bununla sınırlı değil. Marroquin, dünyaca ünlü Amerika Birleşik
Devletli şarkıcı Frank Sinatra’nın babasının kokain ağı içerisinde önemli
kontaklarından bir tanesi olduğunu, hatta ABD’deki dağıtım işini Sinatra’nın
üstlendiğini yazıyor. Yıllar boyunca eski Kolombiya başkanı Álvaro Uribe’nin o dönem Sivil Havacılık direktörü olarak
kokain yüklü uçakların dolaşımını kolaylaştırmadığı da öne sürüldü: “Bunlar
teori değil. Mutlak gerçeklerdir. Ne ben ne de kitabın editörleri bu konuda
gayri ciddi yaklaşımlar içerisinde olamazdık. Kitabımın içindekiler benim
yaşadıklarım. Benim görüp, bulduklarımdır.”
Yakalanmadan intihar
etti!
Marroquin,
intihar itirafını temellendirmek adına olsa gerekir, babasıyla yaptığı
konuşmalardan bahsediyor: “Babab bana pek çok kez, ‘Yakalanacağıma intihar
etmeyi tercih ederim’ dedi. Vücudunun belli bir bölümünden kan
boşalmıştı. Bu demek oluyor ki o intihar etti. Babamın ailesi ile 20
yıldan bu yana iletişimim bulunmuyor. Beni ilgilendirmiyor. Babam hayattayken
onların birer hain olduğunu biliyordu. Hatta amcam Roberto DEA (Uyuşturucu ile Mücadele
Dairesi)’ne haber uçururdu. Tabii ki Uribe’nin yaptıkları. Ben Pablo Escobar’ın
savunucu değilim. Sadece gerçeklere sadık kalıyorum. Olayların arka
planını inceledim ve babamla birlikte Medellín havalimanında kimler uyuşturucu
trafiğine karıştı bunu araştırdım. Uribe göreve geldiğinde kontroller arttırıldı.
Uyuşturucu ticareti zor hale geldi. Fakat sonunda babam her şeyi bir kez daha
kolay hale getirdi. Polise rüşvet verdi. Pek çok şey görünmez hale geldi.
Sorunlara adeta ‘elveda’ dedi.
Halefi olamazdım.
Artık ben Juan
Sebastián Marroquín Santos’um
Juan
Pablo Escobar, babasının ölümünden sonra onu halefi olmayı reddetti. Tabii
babasının suçlu arkadaşlarına olan borçlarını da ödemeyi reddetti. Annesi ve
kız kardeşini alarak Kolombiya’nın dışına çıktı. Hala sahip olduğu başka bir
kimliğe büründü. O artık Escobar’ın oğlu Juan Pablo Escobar değil, Juan Sebastián Marroquín Santos
olmuştu.
Onu kitap yazma fikrine götüren temel dinamik ise babasının
kurbanlarından özür dileme isteğiydi. Escobar Henao isimli bir giyim
markası oluşturdu. İnternet üzerinden satışlarını yapıyor. T-shirt’ler bir
uyuşturucu baronunun imajını tasvir eden figürlere sahipken, bunların ötesinde
barış mesajı veriyor: “Bunlar gençlerin onun hikayesini tekrar etmemeleri için.
Özür beyan etmiyoruz. Kolombiya’da uyuşturucu satışı yasaklandı. Bu iyi bir
şey. Çünkü insanların acısı üzerinden pirim yapmak ithamıyla beni
suçlamalarını istemiyorum.”
Bir
gün tüm Kolombiyalılar Bolívar’ın büyük Kolombiyası’na dönmeli
Pekii Marroquín, bu yalın gerçeğe ve kitabın yayımlanmasından
sonra ortaya çıkan tartışmalara rağmen bir gün Kolombiya’ya dönmek istiyor mu?
“Kolombiya’ya dönmek… Böyle bir gündeme sahip değilim. Kolombiya, Latin
Amerika’nın en zengin toprakları. Ben sadece şunu temenni edebilirim. Bir gün
mutlaka, değişik sebeplerle ülke dışında yaşamak zorunda kalan tüm
Kolombiyalılar tekrardan ana vatanlarına dönsünler.”
Vatan sevgisini vurgulayan bu sözleri, aslında onu tanımak
için araştırma yapanlar adına şaşırtıcı olmamalı. Babası Pablo Escobar’ın
himayesinde bilinçlenmeye başladığı dönemlerde Marroquín, “Büyük Kolombiya”
projesinin sahibi, Latin Amerika’nın bağımsızlıkçı liderlerinden Simón
Bolívar’ın kılıçlı fotoğrafını yanından hiç ayırmıyordu.
Hayatın bütün çatışmalarını yaşıyor olmasına karşın oğul
Escobar, babasının ailesine duyduğu sarsılmaz sevgi ve bağlılığı hep ön plana
çıkartıyor: “Babamın unutamadığım sözlerinden birisi de bize duyduğu sevgiyi
anlatanıydı. ‘Siz kaybettiğiniz her şeyin yerine yenisini koyabilirsiniz. Ama
eşiniz ve çocuklarınınız yerini dolduramazsınız’ derdi.”
Pablo
Escobar’ın, kızıyla sadece bir gece geçirebilmek için gözünü kırpmadan 1 milyon
doları feda ettiğinden bahsediliyor.
ESCOBAR’IN
KOLOMBİYASI
Denetlenemeyen kayıt dışı para trafiği
Güney
Amerika ülkelerinin özgür birer ulus olma yolundaki bağımsızlıkçı mücadelesinin
ateşini yakan Simón
Bolívar’ın ülkesi Kolombiya, doğal kaynakları, tabiatı ve kültürel çeşitliliği
açısından dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alıyor. Ancak ülkedeki iç
savaş yarım asırdan fazla süredir devam ediyor. Yalnızca 1948-1958 arasında 300
bin Kolombiyalının öldürüldüğü kayıtlara geçmiştir. Kuzey Amerika’ya geçiş
kapısı niteliğindeki konumu ülkeyi Karayipler ile Atlantik ve Pasifik’in
egemenliği konusunda kilit bir nokta haline getirmiştir. Bu nedenle ABD’nin
Kolombiya’daki siyasete nüfuz ettiği, toplumsal dinamikleri kontrol etmek adına
yarım asırlık iç savaşta da belirleyici olduğu gerçeği, dünyanın en büyük
Kokain Baronu olarak kabul edilen Pablo Escobar’ın hikayesinde de kendisini
göstermektedir. İşin temelinde ise denetlenemeyen kayıt dışı para hareketi
vardı.
Pek çok stratejiste göre 1993’teki Pablo Escobar operasyonu
ABD’nin uyuşturucu trafiğini dizayn etme yönündeki ilk büyük adımı olarak
görülüyor.
Uyuşturucu
Baronu ve halk kahramanı
Escobar, 1970’li yıllarda Medellin Karteli’nin temelini
attı. Ve 1980’lere gelindiğinde dünyanın her yerine kokain taşıyabilecek
bir ağa sahip oldu. Artık o dünyanın en zengin 10 adamından bir
tanesiydi. Dünya uyuşturucu trafiğinin yüzde 80’ini yönetiyordu ve Kolombiya
devletinin en güçlüsüydü. Devletin içerisinde önemli bir mekanizmayı
kontrolü altına almıştı. Fakat önemli bir kısmıyla da ihtilaf
halindeydi. Escobar, halkın devlete olan tepkisini, ihtilaf içerisinde
olduğu güçlere karşı kanalize etmeyi başarmış. Böylece halkın gözünde bir
“Kurtarıcı” imajı oluşturularak, muhalefetin yozlaşmış bir biçimini sergilemeye
başlamıştı.
Escobar’ın Medellin karteli 10 bin tane silahlı adama
sahipti. Kolombiya devletinin terk ettiği yoksullara ev, okul, futbol
sahası ve gıda sağlayarak halk nezninde meşruiyet kazanmış ve gücünü
korumuştu. Onun hayatın anlatan ve bu sıralarda çok izlenen bir dizi olan “Narcos”,
Escobar gerçeğini böyle bir kesitle anlatma gayreti gösteriyor.
Kolombiya
Escobar’a değil; Escobar Kolombiya devletine sahip
1988’de Escobar ile devlet arasındaki çatışma üst seviyeye
ulaştı. Escobar, onlarca baskından kurtuldu. Binlerce askerin kuşatmasını yarıp
çıkmayı başardı. Ancak Kolombiya devleti bir diğer karteli onun üzerine sürdü.
Cali Karteli ile yaşanan çatışmalarda bin yıldan kısa bir süre içerisinde iki
bin kişi öldü. ABD, Escobar’ı ele geçirmesi için Kolombiya devletine baskı
yaptı; hatta destek verdi. Dönemin ABD hükümeti, Panama’da Noriega’ya
yapıldığı gibi Escobar’ı kendi mahkemelerinde yargılamak istiyordu. Escobar bu
planı bozmak için seçimlere katıldı. Halk desteğiyle Parlemento’ya girdi, fakat
temsilciliği düşürüldü. Yine de Kolombiya yurttaşlarına yabancı ülkelere iade
edilmeye engelleyen bir yasayı Meclis’ten çıkarmayı başardı ve kesinleşmiş
cezasını yatmak için teslim oldu.
Escobar gibi birinin cezaevinde devlet kontrolüne tabi
tutulması mümkün değildi. İçerideki güvenliği ve konforu basında sıklıkla
konu edinildi. “Kolombiya devleti Escobar’a sahip değil. Escobar Kolombiya
devletine sahip” deniyordu. ABD’ye teslim edilmek üzere hapishaneye baskın
yapıldı; ancak Escobar kaçtı.
Sonrasında Kolombiya Ordusu, başta ABD’nin desteğini alarak,
İngiliz askeri danışmanlar ve Fransız istihbaratının teknik takip desteğiyle
Medellin’i bir tümenle kuşattı. Pablo Escobar 2 Aralık 1993’te
öldürüldü. Böylece uyuşturucu trafiğinin denetimi mutlak biçimde el
değiştirdi.
Türkçeye “Kayıp Cennet” olarak çevrilen filmde de anlatıldığı
gibi, kurduğu Kokain İmparatorluğu onu tarihteki en büyük suçlulardan bir
tanesi haline dönüştürürken, ortaya koyduğu Robin Hood benzeri “halk kahramanı”
imajı nedeniyle, binlerce kişinin ölümünden sorumlu olmasına karşın, politik
bir kariyere sahip olmuştu.
Etiketler:
Colombia,
Juan Pablo,
mi padre,
Netflix,
Pablo Escobar
8 Mart 2016 Salı
Ünal Aysal açıkladı!
Galatasaray'ın eski başkanı Ünal Aysal, sarı kırmızılı kulübün başkanlığı için yeniden aday olacağı iddialarına net yanıt verdi.
Radyospor'da Özgür Sancar'ın konuyla ilgili sorusunu yanıtlayan Aysal, ''Bu konuda hiç kimseye, hiç bir beyanatım olmadı. Genel kurul tarafından seçilmiş ,mevcut bir yönetim varken bu konuları konuşmanın Galatasaray etiklerine uymadığını ve de faydalı olmayacağına inandığımı size söyleyebilirim'' dedi.
Van der Vaart tiene los días, o meses, contados en el Betis
El club pidió a los agentes del holandés que le buscasen una salida lo antes posible. Si no es ahora será en verano aunque le queden dos años.
El Betis. sigue buscando sitio a Rafael van der Vaart en alguno de los mercados (Estados Unidos, Brasil) que no hayan cerrado todavía, aunque parece complicado que el holandés salga ya esta campaña de Heliópolis. Pero los días de Rafael en el club verdiblanco están contados aunque le queden dos campañas más de contrato además de ésta. Los agentes del futbolista, Ahmet Bulut y Robert Geerlings, ya le buscan un equipo para la temporada que viene porque así se les ha pedido desde el club verdiblanco. No parece tarea fácil, al menos en las ligas principales de Europa, porque a los 33 años el futbolista parece haber dado un bajón irremisible para el fútbol de alto nivel.
Con Juan Merino Van der Vaart sólo ha ido convocaas.comdo en una ocasión y tampoco salió del banquillo. El nuevo entrenador no le ha dado ni un solo minuto. Hasta en Brasil parecen haberse dado cuenta de su situación: hace unos días se informaba de que el Santos, tras estudiar los informes sobre Rafael, habría desestimado el fichaje por su nivel físico. Y menos ritmo que en el Brasilerao parece haber en pocos sitios. El Sporting Kansas City de la Major League Soccer, con el que se le relacionó también, no quiere encargarse de la alta ficha que tiene en el Betis durante más de dos campañas. Turquía también suena. Antes su llegada a Sevilla en el verano pasado, dos clubes turcos, el Trabzonspor y Kasimpasa, se habían interesado en un fichaje que ahora mismo no se plantean.as.com
Ali Şen: ``Fenerbahçe mağlup olmaz´´
enerbahçe'nin eski başkanı Ali Şen, bundan böyle maç kaybetmeyeceğine inandığını söyledi.
Radyospor'da Özgür Sancar'ın canlı yayın konuğu olan Şen, "Fenerbahçe İngiliz futbolu oynuyor. Fenerbahçe teknik ekibi ve Aziz Yıldırım çok iyi kadro yaptı. Onun yanı sıra çok iyi yedek kadro da yaptı. Fenerbahçe kadrosununu Aziz Yıldırım çok iyi tesbit etti ve kurdu. Perira'ya teslim etti. Fenerbahçe puan kaybetmeden de gelebilirdi. Fenerbahçe'nin kalan maçlarında ben mağlubiyet görmüyorum" dedi.
GEREKİYORSA TÜRKİYE KUPASI FEDA EDİLEBİLİR
Sarı lacivertli takımın 3 kupayı da almasını arzu ettiğini belirten eski başkan Şen, "Fenerbahçe Ziraat Türkiye Kupası'ndan feragat edebilir. Onunda şöyle bir maneviyatı var; Fenerbahçe duble yapamadı, en son benim zamanımda hem lig hem de kupayı almıştık. Fenerbahçe'nin o yönden 3 kupayıda almasını isterim. Ancak birincisi Avrupa, ikincisi lig, üçüncüsü Ziraat. Avrupa'yı lig kupasına tercih ederim. Her Fenerbahçeli hangi kulvarda yarışıyorsa orada Fenerbahçe'nin şampiyon olması bütün taraftarların arzusudur" ifadelerini kullandı.
OYUNCULARIN SİNİRLENMESİ HOŞUMA GİDİYOR
Ali Şen, "Oyundan alınan oyuncu tepki gösterdiği zaman ben ona bayılırım. Çünkü o futbolcu galibiyete, kendini göstermeye o kadar aç ki, hırslı ki öyle bir tepki veriyor. Bir futbolcu aldıkları büyük paralara karşılık bir an önce oyundan çıkıp eve gitme peşindedir. Alınan oyuncu öyle değil daha hırslıdır oynama isteği vardır. Bizde her oyundan alınan oyuncu sinirleniyor, buda benim çok hoşuma gidiyor. İyi ki tepki gösteriyor. Her oyuncunun alternatifi olduğundan dolayı bütün oyuncular daha hırslı çalışıyor daha başarılı oluyor. Bundan dolayı teknik ekibe ve sayın Aziz Yıldırım'a her Fenerbahçe taraftarının olduğu gibi ben de teşekkür ediyorum" diye konuştu. ajansspor.com
7 Mart 2016 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)