![]() |
Bruma maç boyunca etkili oldu |
Galatasaray koleksiyoncu bir takım olduğunu bir kez daha gösterdi. Biz bunu, geçen sezon Türkiye kupası maçından önce söylemiştik. Şimdi yeni bir durum gibi ortaya konuyor. En kötü dönemlerinde bile kupa getirebilen tek takım olma hüviyetine sahip Galatasaray. Bu bir gelenek…
2011’den bu yana kupasız geçtiği bir sezon yok. Yönetimsel istikrarsızlık, başarısız yönetim, teknik direktör sirkülasyonuna karşın bu kupalar geliyor. İstikrarlı bir yönetim ve teknik ekiple çok daha fazlasının, Avrupa’da başarının olmasını öngörmek hiç kimse için zor değil.
Galatasaray, 2000’de Beşiktaş’la aynı yıldız oranına, 2 yıldıza sahip, iki ezeli rakibinden önce 3. yıldızı kazanıyor. Ardından Fenerbahçe’yi geçerek 4. yıldıza ulaşıyor.
Başarıya giden yolda, daha iyi organize olmasından kaynaklanan bir üstünlüğe sahip Galatasaray. Bana göre Fatih Terim’in üçüncü dönemi, sonrasında Mancini’yle geçen 6 aylık döneme kadar Galatasaray, takım oyununu ön plana çıkararak bunları gerçekleştirdi. Ancak son iki sezonda oyunun yazgısını değiştirebilen oyuncular ve mücadele sayesinde şampiyon oldu ya da kupa kazandı. Kendi futbol standardının çok altında kaldı.
İYİ Kİ MUSLERA VAR
Son Süper Kupa finalinde de böyle oldu. Eminim tüm Galatasaraylılar; “iyi ki Muslera var” dediler.
Bir kalecide olması gereken her şeye sahip… Onun saha içerisinde gösterdiği olgun tutum ve başarı; “Olacak tabii ki; o kadar para kazanıyor; başka yerde bu kadar kazanamazdı” diyerek açıklayabileceğiniz bir şey değil. Ne kadar kazanırsa kazansın; o da duyguları ve sinir sistemi olan bir varlık. Tam iki koca sezon önünde sürekli bireysel hata yapan, topu ıskalayan, aldığı her topu önündeki rakibe iade eden, rahat pozisyonda takım arkadaşına topu çarptırıp rakibe gol pası yapan vb… defans oyuncularıyla oynadı. İnsan taş olsa dayanmaz. Ama dayanıyor ve eleştirilere karşı takım arkadaşlarını savunuyor. Tebrik etmek gerekir. En çok da savunmadaki arkadaşları tebrik ve teşekkür etmeli ona; Beşiktaş maçı sonrası Chedjou bunu yaptı. Muslera röportaj verirken, birden boynuna atladı ve “Seni çoook seviyorum ulan” dedi. (İspanyolca). Sevecek tabii ki… maçı da kurtardı; Chedjou’yu da... Sadece çıkardığı iki penaltı için söylemiyorum bunu; maç içerisindeki hem topu iyi çok iyi oyuna soktu; hem de onsekiz içerisinde çok dengeliydi.
SORUNLAR DURUYOR
Sorun şu ki; Galatasaray futbol takımı son iki sezondur oyun açısından çok büyük sorunlar yaşıyor. Kupalar çoğu zaman Muslera ya da birkaç oyuncunun bireysel performansı sayesinde geliyor.
Beşiktaş maçında da gördük ki; Riekerink bu sorunlara bir çözüm üretebilmiş değil. Bireysel hatalar, amatörce top kayıpları, topla çıkamama, bireysel performans düşüklüğü, yardımlaşma ve ileride çoğalamama gibi sıralayabileceğimiz tüm sorunlar olduğu gibi duruyor. “Sezon başındayız, düzelir” demek fazlaca iyimser bir yorum olur. Galatasaray, bu kadar basit pas hatası, top kaybı yapan oyuncularla ligde büyük sorunlar yaşar. Defansın sağında ve solunda oynayan (Carole ve Linnes) mücadele ediyorlar; ancak bir türlü topu oyuna doğru sokamıyorlar; öyle ölümcül top kayıpları yapıyorlar ki, rakip durduk yere kendini yüzde yüz gol pozisyonu içerisinde buluyor.
Aynı şey savunmanın merkezi ve önü için de geçerli. Chedjou, iyi bir insan ama, futbol olarak ciddi bir koordinasyon sorunu yaşadığı su götürmez bir gerçek. Tolga Ciğerci’ye zaman tanımak gerekir; çok mücadele ediyor; ama Galatasaray’ın savunmanın önünde iyi top kesecek; birebirde çok güçlü, iyi top dağıtan tecrübeli bir isme ihtiyacı var. Kesinlikle buraya çok güçlü bir defansif orta saha alınmalı.
Sneijder ve oyunda kaldığı süre içerisinde Podolski’nin performansı beklentinin çok altındaydı. İleride hızlı hücuma yatkın, pozisyon bilgisi yüksek, her şeyden önemlisi son vuruşu çok iyi olan bir golcüye ihtiyaç var. “Eren Derdiyok var; Podolski de var” denerek üzerinden geçilecek bir mesele değil.
Özetle, 2 sezondur kronik hale gelen bu sorunlar, gerekli transferler ve teknik direktör performansıyla kökten çözülmeli. Kadro kalitesini yükseltmek gerekir.
TEKNİK DİREKTÖR PERFORMANSI
Riekerink, Galatasaray teknik direktörü olarak iki kupa kazandı. İyi; ama iyi oynayan, taraftarına güven veren, sürekliliği olan, pas trafiğini sağlayan, amatörce hataları asgariye indiren bir takım oluşturduğu zaman kalıcı başarıyı yakalayabilir. Kupayı kazanmak çok önemli; ancak bu durum oyun açısından çok büyük sorunları olan bir Galatasaray takımını izlediğimiz gerçeğini değiştirmez.
Not: Armindo Bruma, Andres Beck’i her pozisyonda geçti; çok hızlı ve hareketli. Diğer ofans oyuncuları onun ileride daha üretken olmasını sağlayacak performansı göstermeli. Armindo geçen sezon Real Sociadad’ta da ilk yarıya çok iyi başlamıştı; ama ikinci yarıda kayboldu. Bu kez tüm sezona yayılan sürekliliği göstermeli. Bu arada dikkat ettiniz mi; Galatasaray, final ya da şampiyonluk maçlarında gol atınca ya da öne geçince yorum yapanların/konuşanların moralini bozuyor. Felipe Melo’nun doğru tutum ve davranışlara sahip olduğunu söyleyemem; fakat Inter’e gitmeden önce bu konuda doğru bir tespitte bulunmuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder