![]() |
Muzaffer İzgü: Anlamlı bir yaşamın kusursuz örneği |
"Doğdu, okudu, düşler kurdu, yazdı ve öldü." Anlamlı bir hayat yaşamak gerekiyor. Bu sözü her hatırlayışımda yaşam ve anlam kavramları arasındaki güçlü bağı yeniden hissediyorum.
Zorlukların içerisinde bile bir mutluluk bulmak ya da zorlukları dahi bir mutluluk vesilesi olarak gören insanlar, anlamlı bir yaşama sahip oluyorlar; çünkü yaşamları bir anlam ihtiva ettiği için bu zorluklarla karşılaşıyorlar.
ADANMIŞLIK
Aslında bir adanmışlıktır bu... bir fikre, ülke ve insanlığa adanan bir hayattan bahsediyorum, insanî bir amacın peşinden gitmektir aynı zamanda; işte o zaman yılgınlıktan, serzenişten kurtuluyor insan... Zorlukların üstüne severek, başaracağına dair güçlü bir inançla gidiyor.
Yazının girişindeki söz Muzaffer İzgü'nün bıraktığı en değerli mirastır. En değerlidir; çünkü çok öğreticidir. Onun hayatı emekle, sevgiyle nasıl anlamlı bir yaşam yaratılabileceğinin kusursuz bir örneğidir.
Teneke ve tahtalardan kurulu, derme çatma bir barakada başlayan çocukluğunda, belki bir gün biraz, bir gün hiç doymamıştır küçük karıncığı; ancak bu durum, hayatının hiçbir aşamasında bir trajedi vesilesi olmadı; aksine onun zengin kültür dünyasının yaratıcı anıları olarak kitaplarında, hep yer aldı.
Yazılarının temelini oluşturan yaşamı ve gördükleri, kısa ve küçük olan hayatın derin anlamlarla kurulabileceğini gösteriyor.
Bu nedenle bir kez daha Muzaffer İzgü ile ilgili olan düşüncelerimi yazmak istedim.
ÇOCUK SONRA SONRA ÖĞRENİR HİKÂYELERİNİN KIYMETİNİOlanca zenginliğiyle dünyayı tanıtır... Çocuk sonra sonra anlar elindeki kitapların değerini, yaşam öğretir ona, İzgü'nün her bir hikâyesinin altın kıymetinde olduğunu.
"Ben bütün yapıtlarımda hele çocuk yapıtlarımda; paylaşmayı, Atatürk ilkelerine sahip olmayı, güçsüzden yana olmayı, emeğe saygı duymayı, emek üretmeyi, doğayı sevmeyi, doğayı korumayı, bunları verdim ben çocuklara... Eğer böyle olmazsa, o yapıtı amacına ulaşmış saymam."
Öğretmen, hikâye, tiyatro ve roman yazarıdır. Gerçek bir emekçi ve gerçek bir Cumhuriyet aydınıdır. Yapıtlarının her bir parçası Cumhuriyet'in kurucu değerleri ve Aydınlama kültürünün bir yansımasıdır.
Duyarlılıkları yeni yeni biçimlenen küçük kalpler, Atatürk ve Cumhuriyet'in değerlerini özümserler onun kitaplarında... yapıtlarının her bir parçasında aydınlık, emek ve özgürlük vardır.
Yaşamın içinde yer bulan hikâyeleri anlatır emeğin değerini, yaşama istencini, yoksulluğu, mücadeleyi, bilim ve ilerlemeyi...
ZOR GÜNLERDEN GELİR, GÜLEREK
Zor günlerden gelmiştir; ama bunu da gülümseyerek anlatmaktadır. Ne büyük bir erdem... insanın kendini gerçekleştirmesi ancak bu kadar kusursuz olabilir.
“Bir odası olan gecekonduda büyüdüm ben. Yatak odası, yemek odası, mutfak, banyo... Yer yatağında yatardık, balık istifi boy sırasına göre dizilirdik yere. Evde zaten ne masa ne sandalye... Üç kişiye bir yorgan düşerdi. Şubat’ta da odun kömür biterdi. Sonra mangal kömürü var, onu yakardık. O da biterdi.”
Farkına varmadan ne çok şey öğrenmişim ne kadar önemli değerleri içselleştirmişim sayesinde...
TOPLUMCU GERÇEKÇİLİK
Muzaffar İzgü toplumcu gerçekçidir. Bu hâliyle kendi öz yaşamı ve toplumun gerçeklerinden beslenir. Bir milim sapma yoktur gerçekçilik konusunda. Toplumun hayalleri sevinçleri, hayal kırıklıkları, yenilgileri ve zaferlerini anlatırken, aslında insana ayna tutmuştur. Bir bütün olarak insanı anlatmıştır.
Umudunu hiç yitirmemiştir. Gülmekten, gülerek, güldürerek anlatmaktan asla imtîna etmemiştir.
Onda yılgınlığa yer yoktur. Sağlam bir sınıf bilincine sahiptir. Mücadele eder, hep umut taşır... Gülmeceyi eleştiriye katıştırır. Öznesi dünyayı değiştirecek olan emek ve emekçilerdir.
Kitabın görevinin insanı birey yapmak olduğunu savunur. Bunu, Türk halkına Atatürk ve Cumhuriyet vermiştir.
“Ben bütün yapıtlarımda hele çocuk yapıtlarımda; paylaşmayı, Atatürk ilkelerine sahip olmayı, güçsüzden yana olmayı, emeğe saygı duymayı, emek üretmeyi, doğayı sevmeyi, doğayı korumayı, bunları verdim ben çocuklara... Eğer böyle olmazsa, o yapıtı amacına ulaşmış saymam.”
Bütün kitaplarını okumuş olmaktan dolayı kendimi çok şanslı addettiğim büyük yazar, düşünür Muzaffer İzgü 26 Ağustos 2017'de hayatını kaybetti, arkasında 154 kitap, 24 tiyatro oyunu bıraktı...
Muzaffer İzgü doğdu, okudu, düşler kurdu, yazdı ve öldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder