![]() |
Sanal Gerçeklik (Realidad Virtual) |
Nanoteknolojinin hayata girmesiyle birlikte, sağlıktan, üretime, kültür ve edebiyata kadar aklınıza gelebilecek her şeyin teknolojiye tam endeksli olacağı varsayılıyor.
Ve... tüketim biçimleri değişiyor... Acaba tam olarak böyle mi?
Bir Nanometre metrenin milyarda biri kadar bir uzunluğa sahip, teorik olarak milimetrenin de milyonda biri kadar bir ölçüyle ifade ediliyor.
Eğer nanoteknolojiyi bütün olarak hayatın içine koymuşsak, o zaman devasa bilgiler, görseller ya da pek çok işlevsel araç milimetrelerle ifade edilen, kapladığı alanı tahayyül etmekte zorlanacağınız teknolojik aygıtlara indirgenecek.
Hayatın pek çok alanında etkili olabilecek bu denli mükemmelleştirilmiş bir teknolojik buluşun aynı başarıyı her üretim sürecinde gösterebileceğini söylemek kolay değil.
Son derece etraflı bir konu; bu nedenle burada bahsedilen teknolojik dönüşümün kitaplar üzerindeki etkisinden bahsetmekle yetineceğim.
Sesli kitaptan E-Kitap'a..!
Elektronik kitabın, basılı olanın yerini aldığı tartışması belli somut sonuçlara karşın popüler ağırlığını koruyor.
Öncesinde sesli kitap furyası oluşturulmuştu; tutmadı, şimdi e-kitaptan bahsediliyor.
Ne var ki son yapılan araştırmaya göre, dünya çapında e-kitap satışlarında yüzde 4'lük bir düşüş tespit edilirken, basılı kitap satışı aynı oranda arttı.
Bu veri, basılı kitap satışının yükselen eğrisi çerçevesinde değişecek; çünkü sanal bir gerçeklik uyandırma iddiasında olan e-kitap hiçbir konsept altında okuyucunun okuma-anlama, anlamlandırma sürecini basılı kitap kadar etkileyemeyecek.
Entelektüel hazinesine kalıcı bilgi ya da fikir koyamayacak. En önemlisi imgelem gücünü geliştiremeyecek.
Bir eğlence alanı: Sanal Gerçeklik
İcat edilen ve yayıncılık sektörünün değişik yazılımlarla pazarlamasını yapmaya hazırlandığı sanal gerçeklik, kitapta okuduğunuz yerin havasını, denizini, kokusunu hissetmenizi sağlayacak.
Örneğin otobüste elektronik kitabınıza bakarken Havana'daki rom üretim fabrikasını yaydığı kokuyu hissedebileceksiniz. Ya da kitabınız Karayip denizinden bahsediyorsa, okyanus kokusunu duyumsayacak, yağan yağmuru hissedeceksiniz (!).
İnanılması güç; fakat eğlenceli; hatta heyecan verici gözüküyor.
Zaten bugün pek çok müzede, taktığınız bir gözlükle kulelerin üzerinde dolaşan, aşağı yukarı sert inişler yapan trenin içinde hissedebilir, yarattığı sarsıntıyı duyumsarsınız.
Realidad Virtual (Sanal Gerçeklik) Bu eğlence sektörü açısından harika bir yenilik.
Daydream, Tiltbrush, Cardboard ve Expedition şeklinde kategorize edilen yeni buluşlarla, kitabın uçak yolculuğuyla ilgili bölümünde uçaktaymışsınız hissine kapılacak, Expedition'la daha önce hiç gitmediğiniz ülkelere "gitmiş gibi olacaksınız". Tabii ki bunların hepsi teoride mümkün.
"Sanal Gerçekçi Kitap"
Bu bahsettiğim ürünler icat edilmekle birlikte henüz yaygın biçimde kullanılmıyor; ne var ki birçok yayınevi sanal gerçeklik olarak adlandırılan bu teknolojiyi kitaplara uygulamanın hesabını yapıyor.
Sanırım, "Kitap elle tutulur. somut bir üründür. Sayfasını hissetmeli, kokusunu duymalısın" diyenleri de kandırmak üzerine bir plan geliştiriliyor bu bahsettiğim "sanal gerçekçi kitap" anlayışında.
Elinizde bir tablet veya cep telefonunuza takılan cardboard olsa bile sayfaların ağırlığını "hissediyorsunuz".
Kitaptaki karakterlerin gördüğünü görüp, onlar gibi duymak ve yaşamak bu yeni türden "kitapçılığın" temel iddiası...
Burada ortaya konulan tez kitap yazarlığı ve okuyuculuğuyla ilgili pek çok problem yaratırken, temelde büyük bir çelişkiye de neden oluyor.
Okuma eylemini arka plana koyan bir "kitap" türü
Bir kere bu türden kitaplar herkesin ulaşabileceği ucuz bir teknolojik meta olmayacak.
İçerisinde milyonlarca görsel, ve işitme duyularına karşılık gelen fonksiyonlar içeren bir teknolojik aygıt doğal basılı kitap fiyatına satılamaz.
Daha da önemlisi, kitabın bize sağladığı okuma eylemi ortadan kaldırılıyor.
Duyu organlarına tam yanıt verecek bu kadar malzeme varken okumaya gerek kalacak mı?
Başka türlü bakarsak harf ve sözcükleri anlama çabasıyla ortaya çıkan okuma süreci, sonda yer alan bir detay durumuna indirgenmeyecek mi?
Bunu video oyunları ve filmden, daha geniş olarak sinemadan ayıran ne olacak? Kitapların yazılış şekli nasıl olacak? Yazar bildiğimiz yaratma sürecinden ayrılıp, ses, koku, efekt görüntü biçimindeki bir başka yaratma sürecine endeksli bir metin mi oluşturacak? O zaman bunu yapana kitap yazarı denilebilecek mi?
Kitabın hareket yasası
Sorun kitap olgusunun bütünüyle yeni teknolojinin içerisine çekilerek daha eğlenceli hâle getirileceği iddiasından kaynaklanıyor.
Eğlenceli olabilir; ama bu yapılanın kitap yayıncılığı olmayacağı kesin. Sanal gerçekçi yayıncılar, artık eğlence sektörüne üretim yapan bir işletme haline gelecekler. Ve başka bir mecranın kurumu olacaklar.
Nedeni çok açık: bildiğimiz, tuttuğumuz, gerçekten duyumsadığımız kitapların yerini hiçbir şey alamayacak. Dolayısıyla onlar kitap satmayacak; şayet beklenilen ölçüde yaygınlaşırsa, "sanal gerçekçi kitap" adında bir teknolojik ürünün satıcısı olacak.
Kitap ise her zaman basılı bir ürün olarak kalacak.
"Bir kitabı okurken, geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu farkedince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis (umutsuzluk, karamsarlık) içinde kalırdım."
Sabahattin Ali
Çünkü kitap bir hareket yasasıyla ilerler. Sözcükler aklı harekete geçirir, imgeler oluşmaya başlar; hareketin biricik kaynağı yazı ve yazardır. Tek başına bu nedenle kitap basılı olandır.
Kitap okumak, okuduğunu canladırmak demektir. Okurken imge gücünü zorlarsın, derinlere gider, zihninde resimler oluşturmaya başlarsın. Yeni sözcükler karşılar seni, dünya ve kendini daha iyi anlatmaya başlarsın. Hayatın işleyişini görür, başka hayatları da öğrenirsin. Okudukça çok daha zengin konuşursun.
Hiçbir sanal gerçeklik bir kitabın sana verdiğini vaaddedemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder