1 Ocak 2019 Salı

Kaçmak

Taksim'de, yılbaşı kutlayan Suriyeliler tartışmayı yeniden gündeme getirdi 

Suriyeli mülteciler ülkemiz açısından gerçek bir sorun teşkil ediyor. Siyaset ve sosyal bilimler açısından uzun bir araştırma konusu; ancak kısa bir yazının içerisinde olsa bile, söylenecek önemli sözler olduğuna inanıyorum.
Sığınmacı da diyebiliriz... ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye geldiler. İç savaş, bir uluslararası sorun ve müdahâleye dönüştü.

Kaçmak 
Kaçmak, her zaman, yadırganacak bir davranış değildir.
Gücünüz ve yapabileceklerinizi aşan bir kuvvet karşısında kaçabilirsiniz; fakat Suriyeli mülteciler (sığınmacılar) açısından durum bir tercih meselesidir. Kalıp, ülke için savaşmak da bir seçenekti. 

Bugün 5 milyon; hatta daha fazla oranda Suriyeli mülteci var; onlara Afganları; ayrıca diğer Arap ve Afrika ülkelerinden gelenleri de eklemek gerekir. Çok büyük bir ekonomik ve sosyal sorun...

Türkiye'nin büyük bölümüne yayıldılar.
İstanbul merkez; üstelik burada kendi mahalleleri bile oldu. Restorant, cafe, işyeri vb... kalıcı olduklarını kanıtlıyor.

Yaşam Biçimi ve Ekonomi 

Demografik yapı bozuluyor, sonraki yıllar için ise bozulacak bir demografik yapı da kalmayabilir. 
Böylesine bir kozmopolitizm, sürekli geriye giden ekonomiyi de düşündüğümüzde, önü alınamayacak bir toplumsal sorun yaratır. 
Kendi yaşam biçim ve alanını oluşturan Suriyeli, daha fazlasını istemekten geri durmayacaktır. Onlardan Türkiye'nin sorunlarına ilgi duymalarını bekleyemezsiniz. Bu büyük bir saflık olur; aksine daha fazla çoğalıp, güçlendiklerini hissettikleri anda, kendi yaşam biçimlerini dayatmaya çalışacaklardır.

Ekonomideki sorunlar, büyük enflasyon oranıyla hızla düşen alım gücü ve hayat pahalılığı olarak gündelik yaşamda karşımıza çıkıyor. Ayrıca Suriyeliler için harcanan para ülke ekonomisinde büyük bir delik açtı; bunun faturası da vergi ve dolaylı vergiler üzerinden halka çıkartılıyor.
Üniversitede, hastanede ve diğer kamu kurumlarından ayrıcalıklılar. Sokakta dilenen Suriyeli 5 milyonun içerisinde çok ama çok küçük bir parça...
Bunların büyük bir çoğunluğu sıradan bir yurttaştan çok daha mutlu ve rahat yaşıyor. 
Onlardan vatan ve bağımsızlık düşüncesi taşımaları beklenemez. Burada rahatları yerinde, bu ülkenin öz çocuklarından çok daha iyi koşullarda yaşıyorlar.
Oysa Suriye'de kalmayı tercih edenler  büyük bir vatan savunması verdiler; abd çekilme kararı aldı, bu onurlu mücadeleyi kazanıyorlar. Ulusal devletlerini yeniden tesis ediyorlar.
Saygı duyulması gereken Suriyeliler bu vatan savunmasını yapanlardır. 

Vatanseverler Suriyelinin ülkesine dönmesini istiyor 

Bu nedenle, yılbaşı akşamı özgür suriye ordusu denen örgütün bayrağını açarak, ilkel danslarıyla Taksim Meydanı'nı meşgul eden Suriyelileri hoşgörmek mümkün değil...

Onların ülkesine dönmesini talep etmek ise Türkiye'nin çıkarlarını düşünmek anlamına gelir.
Son derece haklı bir istektir. Bunun dışlayıcı ya da aşırı milliyetçi bir tutumla ilgisi yok; aksine her yurtsever bu düşünceye sahip olmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti üniter, laik bir ulus devlettir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bölge merkezli politikasına sıkı sıkıya bağlı kalmak zorundadır; gelişimi ve güvenliği bu politikaya bağlıdır.
Zorlu Ortadoğu coğrafyasında komşularla iyi ilişkiler geliştirmek ve karşılıklı olarak bağımsızlık ilkesine saygı duymak bölge merkezli politikanın ana ekseni.
O zaman biz Suriye'nin bağımsızlığı ve ulusal devletinin varlığını savunmak zorundayız.
Buraya gelen Suriyeli onların ulusal devlet sorunudur ve geldikleri gibi ülkelerine dönmek zorundadılar. Bunun uluslararası koşulları oluşmuştur. 

https://twitter.com/ozgursancarr


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder