9 Şubat 2019 Cumartesi

Uluslararasılaşan 2 Mesele

İki sorun, Venezuela ve Katolonya
Politika son derece karmaşık bir olgudur. Çıkar temelinde gerçekleşir. Karmaşıklığı da buradan ileri geliyor.

Hiyerarşik biçimde yukarıdan aşağıya doğru baktığımızda devletler-uluslar, aynı ulusun farklı kesimleri, siyasal yandaşlar, partiler ve parti içindekiler... tüm bunların arasında ortaya çıkan bir dizi çıkar çatışmasından bahsedebiliriz. Konu ve hedef hakkında böylesine büyük yelpazede ortaya çıkan sayısız çıkar çatışması politikayı karmaşıklaştıran biricik etkendir.

ULUSLARARASI BİR MESELE 

Bunun en canlı örneğini geride bıraktığımız hafta içerisinde İspanya'da gördük.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: İspanya'da bir iç sorun olarak gözüken Katalanların bağımsızlık talebi, bir uluslararası sorun hâline getirilen Venezuela meselesiyle uluslarasılaşmakta...

Ülkenin 17 otonom bölgesinden bir tanesi olan Katolonya'da, egemen partiler, aralarında İspanya'nın da yer aldığı 20 AB üyesi ülkenin, Venezuela'da kendisini devlet başkanı îlan eden Juan Guaidó'yu tanıma kararını desteklemedi.
Katalan partisi PDeCAT'tan Avrupa Parlamentosu milletvekili olan Ramon Tremosa, Venezuela'da acilen seçim yapılması gerektiğini belirtti; ancak AB ülkelerinin Guaidó'yu destekleme kararıyla ilgili değerlendirme yapmaktan kaçındı. Bir diğer parti CUP, darbe mağduru olarak nitelediği Nicolas Maduro'yu desteklediğini beyan etti, Venezuela devlet başkanını desteklediğini açıkça ortaya koydu.

AÇIK DESTEK

Aslında Katalan siyaseti, aşağıya doğru inildikçe daha sarih ifadelerle Maduro'ya olan desteğini gösterdi.

Katolonya başkanı Kim Torra, 26 Ocak'ta İspanya, Almanya, Fransa ve İngiltere'nin Maduro'ya verdiği ültimatom ile ilgili henüz bir değerlendirme yapmazken, dış işleri sorumlusu Alfred Bosch somut bir değerlendirme yapmamakla birlikte, Katolonya İstatistik Enstitüsü'nün verilerine dayanarak, Venezuela'da 10 bin tane Katalanın yaşadığını söyledi.
9 günlük sessizliğin ardından, en sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bosch, "Biz başka hükümetlerin üçüncü kişiler için yaptığı açıklamalar hakkında değerlendirmede bulunmayı gerekli görmüyoruz" dedi.

İNCE SİYASET 

Fakat Bosch, Maduro'nun kendisine karşı AB üyesi 4 ülkenin verdiği ültimatoma karşılık olarak, "Bu ülkelere Katolonya'nın bağımsızlığını tanımaları için 7 gün süre veriyorum; yoksa biz de önlemler alacağız" açıklamasından son derece memnun gözüküyordu.

Buna karşın Bosch, "Biz başka bir ülkedeki bir hükümetin tanınması konusunda pozisyon alamayız, çünkü Katolonya bağımsız bir cumhuriyet değildir" diyerek aslında son derece ince ve akıllıca bir politika uyguluyordu.
Yani hukuki ve meşru biçimde İspanya azınlık hükümeti ya da AB üyesi ülkelerin ultimatom kararı Katolonya'yı bağlamaz, sorun onları aşıyor.
Siyaseten bir kararı geçersiz kılmanın son derece usta bir yolunu izledi Katalanlar.

MADURO'NUN ÇAĞRISI 

Nikolas Maduro-Katalan dayanışması son iktidar krizine dayanmıyor.
Katolonya'nın tek taraflı bağımsızlık îlanı ve 1 Ekim 2017'deki bağımsızlık referandumunun illegal sayılmasından sonra Maduro son derece açık konuşmuştu: "Neye güveniyorsun Mariano Rajoy (Eski İspanya başbakanı) Katalan halkının meşru ve demokratik seçim hakkını illegal îlan ederken? Ben İspanya ve Katolonya'nın iç işlerine karışmamalıyım, oradaki isyan ve cesarete kayıtsız kalmalıyım. Ya sen? Sen Venezuela'nın iç işlerine burnunu sokabilirsin. Yaptığınız bir utançtır. Sadece fikirlerinden dolayı politikacıları mahkûm edip, hapse atıyorsunuz. Tüm dünyadaki demokratik güçleri İspanya'daki bu baskıyı ortadan kaldırmaya davet ediyorum."

Böylece İspanya merkezi hükümetleriyle, Venezuela devlet başkanı Maduro arasında gittikçe keskinleşen bir politik gerilim başlıyordu. Gerilim bugünkü azınlık hükümetinin solcu başbakanı Pedro Sanches ile de devam ediyor.

"AB KARARI, VENEZUELA'DA HALKIN ÇÖZÜMÜNÜN ÖNÜNE GEÇMEKTEDİR"

Katolonya dış ilişkiler sorumlusu Bosch ile aynı partiden olan milletvekili Joan Tarda ise Barcelona'dan yayılan gerçek sesi dile getiriyordu: "Bir beyefendi (Guaidó'yu kastediyor) kendi kendisini sokakta devlet başkanı îlan ediyor. Bu tutum, hükümet darbesine destek olmaktır. Biz parlamento seçimleri yapılsın dediğimiz için darbeci oluyoruz, öyle mi? Bu kişi kendi kendisini sokakta başkan ilan edince darbe yapmıyor mu? Abd'nin zorlamasıyla orada bir hükümet değişikliği yapılmak isteniyor. Bu dayatmayı savunanlar Venezuela halkının çoğunluğunu oluşturmuyor. Uyarıyoruz, İspanya ve ortaklarının aldığı karar, Venezuela'da sivil çözümün önüne geçmektedir. Venezuela, insanla hakları dahil her türlü sorununu, halkının özgür iradesiyle çözecektir."

BAĞIMSIZLIK YOL HARİTASI VE KRİZ
İspanya'da, geçen yılın son ayında, Katalanların, azınlık hükümeti başbakanı Pedro Sanchez'e verdikleri 21 maddelik Katolonya'yı bağımsızlığa götüren yol haritasının ortaya çıkmasıyla şiddetli bir tartışma ortamı başlamıştı.  Endülüs bölgesi yerel seçimlerini kazanan sağcı Vox partisi lideri Bonilla, Pedro Sanchez'i, Katalanlar'la bu görüşmeyi yaptığı için, vatan hainliği yapmakla suçladı.

SIKI İLİŞKİLER, YENİ MANEVRA ALANLARI 

Ve... Venezuela konusundaki ayrılıkla birlikte İspanya'da bir iç mesele olan Katolonya'nın bağımsızlığı, uluslararası bir sorun hâline geldi; Abd ve AB tarafından BM Güvenlik Konseyi'ndeki itirazlara karşın, uluslararasılaştırılan Venezuela meselesiyle birleşti.

İçerideki siyasi mücadele sonuç doğuracak biçimde dış politikaya sıçradı. Belki de konunun tarafları böylece yeni manevra alanları bulmuş oldular.

Şimdi Venezuela'da Maduro'nun iktidarı, Katalanların bağımsızlık girişimine, Katolonya'daki siyasi mücadele ise uluslararası politikaya daha sıkı bağlarla bağlı gözüküyor.

Ne derseniz; siyaset çıkarların karmaşıklaştığı bir ilişkiler ağı değil mi?


 https://twitter.com/ozgursancarr




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder