![]() |
Ankaragücü, Halil Umut Meler ve İhkak-ı Hak |
Kendi hukukunu sağlamak. Saldırı ya da zarara uğrayan, saldırana aynısını ya da daha fazlasını yapar. Böylece yapılanın karşılığını vermiş olur; ancak bu bütünüyle hakkını savunmak anlamına gelmez. Savunma hakkı temeldir. Saldırıya uğrayan, gasp edilen hakkı ve vücud bütünlüğü için kendini koruyacaktır; bu bir hak savunması olur; ancak saldırı karşısında bir başka saldırı hak savunması olmaktan çıkar.
İlkel Kabile Toplumları ve Kısasa Kısas
İlkel kabile toplumlarındaki kıyasa kıyas ilkesi, ''benim yakınımı öldürürsen ben de seni ya da yakınını öldürürüm. Benden çalarsan ben de çalarım, yakarsan ben de seni yakarım'' demektedir. Bu durum gücü gücüne yetenin hâkim olduğu bir düzensiz savaş ve anarşi durumunu doğurur. Güçsüz yaşamını sürdürmek için güçlü ve silahlı olanın boyunduruğunu kabul eder. Bu, sınıflı toplumun başlangıcını anlamak bakımından son derece önemli bir veridir.
Sınıflaşmanın ilerleyen aşamalarında, hayatın ve topluluğun devamı için daha gelişmiş bir örgütlenme ihtiyacı ortaya çıkar. İşte devletin icadı bu ihtiyacın sonucudur. Devlet silahlı örgütlenme tekelidir, gücü elinde toplar, başkasıyla paylaşmaz; hukuk ve yasayla toplumu düzenler.
Sosyalist devlet modelinde, sınıfsal egemenlik biçiminin değişmesi dışında, aynı işleyiş geçerlidir.
Yurttaş ve Hukuk
Temel hak ve özgürlüklerin kazanıldığı modern devletlerde, yurttaş hakkını hukukla arar, kendi hukukunu yaratmaya çalışmaz. Kendi hukukunu yaratmaya çalışırsa devleti karşısına alır ya da inkâr etmiş olur. Herkes kendi hukukunu yaratırsa, devlet boşa çıkar, anarşi olur. Yani ihkak-ı hak, hukuk dışına çıkmaktır.
Bir futbol maçında hâkem yönetiminin doğru olmadığını düşünebilirsiniz. Bunu dile getirip, protesto edip, kurallar çerçevesinde hâkemin ceza almasını talep edebilirsiniz. Ama hiç kimsenin sahaya girip hâkem ya da bir başkasına yumruk atma hakkı yoktur.
Saldırı bu kadar görünür olmasaydı
Ankaragücü - Çaykur Rizespor maçından sonra hâkem Halil Umut Meler'e yumruk atan Ankaragücü başkanı Faruk Koca ve yanındaki yancılar, hukuku hiçe saydı. Yumruk atarak kasıtlı kararlarla gaspedildiğini varsaydıkları haklarını geri alacaklarını düşündüler. Dolayısıyla hukukun dışına düştüler.
Bu olay görünür olmasaydı, anında tüm dünyanın izleyebileceği bir boyuta ulaşmasaydı, acaba bu hukuksuzluğu yapanlar işin içinden kolayca sıyrılabilir miydi?
Ayrıca görüntülerle sabit, Ankaragücü teknik direktörü Emre Belozoğlu maçtan sonra hâkemin üstüne gitmeye çalıştı, hareketleriyle hâkemi tehdit etti, gergin bir ortama zemin hazırladı.
Bir cumhuriyet kulübü olan ve kurucuları Kurtuluş Savaşımızda, bağımsızlık mücadelesi veren Ankaragücü'nün hakkı böyle aranmaz.
Görüyorum ki Faruk Koca mensubu olduğu partinin desteğini bütünüyle kaybetti. Kulüp başkanlığından da istifa etti. Maalesef gösterdiği kötü temsil, kuruluşuna Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülük ettiği Ankaragücü'ne büyük cezalar gelmesine neden olacak.
Cumhuriyet kulübü Ankaragücü
Tarihi büyük olan bu kulübe temel teşkil eden Turan Sanatkârangücü'nün futbolcuları, Cumhuriyet'in ilân edildiği günlerde Büyük Millet Meclisini koruyanlar arasında yer almışlardı.
Cumhuriyetimizin 100. yılında Cumhuriyet kulübü Ankaragücü bundan böyle kendine yakışır bir yönetim anlayışına sahip olacaktır.
Hâkeme saldırı olayından dolayı lig maçlarının ertelenmesi çözüm getirmez. Aksine bu olayın sürekli konuşularak bir magazin malzemesine dönmesine neden olabilir. Çözüm, bu olayın hızla üzerine gidip en ağır yaptırımların uygulanmasından ibarettir. Maçları oynatmamak, zaten finansal açmazlar içinde olan Türk futbolunun daha fazla kayıp vermesine neden olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder