9 Eylül 2018 Pazar

Yeni Dünyalar

Okumak ve Yazmak kendini gerçekleştirmektir 
Önceki gün Uluslararası Okuma ve Yazma günüydü. Daha önce de yazdım; bundan sonra da yazmaktan usanmayacağım...
YENİ DÜNYALARI KEŞFETMEK 

Okumak yeni dünyaları keşfetmektir; hayata daha derin bakabilmektir. Yazmak ise bambaşka bir eylem... kendini gerçekleştirmenin en doğrudan yoludur. Sadece anlatmak ihtiyacını karşılamaz; anlamayı ve paylaşmayı da içerir. 

Her 8 Eylül Okuma ve Yazma günü olarak kutlanıyor. Bunu tek başına okuma ve yazmanın arttırılması ihtiyacıyla açıklamayız. İnsanoğlu varoldukça okuyup, yazacaktır. 
Teknolojiyle iş yapma düzenleri, hatta gündelik hayat pratiklerimiz ve yaşam biçimlerimiz değişebilir; fakat okuma ve yazma insanlığın gündeminden asla düşmez. Hayatımıza ve geleceğe sıkı sıkı bağlı bir gerekliliktir. Tıpkı temel ihtiyaçlar; yemek ve içmek gibi... 

İNSANLIĞI VE TARİHİ ANLAMAK 

İnsanlık tarihi sarîh biçimde bunu bize gösterir. Uygarlıklar ve politika yazı ve yazıyı anlama/yayma çabasıyla kurulup, gelişmişler ve sonra yerlerini yenilerine bırakmışlardır. 
Düşüncenin hayata yansımasıyla ortaya çıkan ideolojiler yazı ve okuma eylemiyle gerçeklik kazanırlar.  

TARİH VE GELECEK 

İnsanlık neden toplayıcılıktan, avcılığa ve sonrasında tarım toplumuna geçti. Devlet nasıl oluştu; kolonici İspanyollar tarafından parçalanarak katledilen İnka şefi Túpac-Amaru insanlık tarihi açısından neyi ifade ediyor. Latin Amerika ve Afrika'daki yüzyıllar süren kolonicilik faaliyeti ve 20 yüzyıldaki paylaşım savaşları, paranın yerküredeki hızlı dolaşımı, modern insanın yalnızlığı ya da teknoloji bağımlılığı... insan ve doğa etkileşimi... binlerce tema üzerinden yapılan yazı ve okuma çalışmaları bize hayatı anlatır. 
Tarihi ve tarihin ilerleyişini ancak ve ancak okuyarak derinleşerek anlayabiliriz. Bu geleceğe, doğru bakmamızı sağlar. 

YAZMAK KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTİR 

Yazmak şüphesiz zor bir iştir. Yazar olmak çok daha zor; böyle olduğu için geliştiricidir. Yazan ve okuyan insan artık eski ön yargılarından kurtulmuştur. Hayata ve insana hoşgörülü bakar. Okuduklarını içselleştirmiş ise hayat ve ideolojinin nasıl işlediğini anlamaması mümkün değildir. Toleranslı olması buradan ileri gelir. 

Okumak kimi zaman bizi kendi gerçekliğimizle tanıştırırken, mutlak biçimde hayatı daha iyi anlamamızı sağlar. Sonrasında yaşamı derinliğine yaşayıp, zenginleştiriyor muyuz; bu bize kalıyor. 

Okumaktan ve yazmaktan vazgeçmeyelim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder