8 Ağustos 2018 Çarşamba

Pablo Escobar'ı sevmeli mi?

Bir kokain baronunun anatomisi 
Loving Escobar filmiyle bir kez daha hayranlık dalgaları yükseldi. Hayranlıktan kastım, ünlü kokain baronu Pablo Emilio Escobar'a yönelik olan...

Narcos dizisiyle başlayan Escobar hayranlığı, ağırlıklı olarak kendini sosyal medyada göstermişti.
İki önemli İspanyol aktör Javier Bardem ve Penelope Cruz'un başrollerini oynadığı "Loving Escobar" (Escobar'ı Sevmek) filmiyle birlikte ikinci bir hayran dalgasının yükselmeye başladığını görüyorum.

Loving Escobar, Narcos'tan farklı olarak Pablo Escobar'ın gazeteci Virginia Vallejo'yla olan ilişkisini ve sonrasında yaşananları ele alıyor. Narcos'ta hikâye en başından alınıp, Escorbar'ın ölümünden sonraki döneme, yani Cali Karteli'nin yükselmesi ve çöküşüne kadar dayandırılmıştı.

BİR HALK KAHRAMANI MIYDI? 

"Neden sosyal medyada, özellikle de ülkemizdeki sosyal medya kullanıcılar arasında Escobar hayranlığı bu denli yükseldi (?)" sorusuna uzun uzadıya cevap vermek gerekmiyor.

Narcos'la birlikte Pablo Escobar'ı tanıyan yeni nesil, onun bir halk kahramanı olduğunu düşündü.

Otoriteye meydan okuyan bir cesaret timsali olarak anlatıldı. Kolombiya'nın fakirlik ve sefaletten kırılan halkına yardım ediyor olması onu etkileyici kılan bir başka özelikti. Ayrıca seçim yoluyla parlamentoya girdi; ne var ki illegal işler çevirdiği için şiddetli bir muhalefete maruz kaldığı için parlamenterlik hakkı elinden alındı. Medelli'nin kenar mahalleleri artık onu fakirden yana bir mazlum olarak kabul etmeye başlamıştı.

MUHALEFETİN YOZ BİÇİMİ  

Escobar, bunları kullanarak Kolombiya'da muhalefetinin son derece yoz bir örneğini gösterdi.
Narcos dizisi, onu âdeta mitleştirdi. Kirli işlerini anlatırken, neredeyse bir ikon yarattı.
Escobar, yüzlerce, hatta binlerce adama hükmeden, hapishaneye girerken bile "devletin beni aramasına gerek yok; çünkü Kolombiya Devleti benim" diyebilecek kadar güçlü bir iktidar odağı olmuştu.
Dizide bunlar ön plana çıkartıldığı için bir Pablo Escobar hayranlığı başladı.
"Herkes gücü sever; ama bu süper güçlü ve korkusuz bir adamdı. Sözü bir buyruktu. Hayatta Escobar gibi olunmalıydı(!)". Bu ve buna benzer son derece kolay algılanabilir güç, iktidar kodlamaları üzerinden bir hayran kitlesi oluşuverdi. İçlerinden geçenin Escobar'da gerçekleştiğini düşünenler onu bir kahraman olarak görmeye başladılar.

KOLOMBİYA'NIN YOKSUL HALKI 

Oysa, Escobar binlerce masum insanın ölümünden sorumlu bir Kokain Baronuydu. En yakınındakileri bile işi bittiğinde gözünü kırpmadan öldürttü. Populist söylem ve parayla yoksul kitleleri etkiledi; ancak ne zaman tehlikeye düşse fakir mahallelere girerek, onları kendine kalkan yaptı.
Döneminde uyuşturucu trafiğinin neredeyse yüzde 80'ini kontrol ederek her ülkeden milyonlarca insanın uyuşturucuyla zehirlenmesine neden oldu.

UYUŞTURUCU PASTASI 

Üstelik hiçbir zaman gerçek bir politik muhalif özelliğine sahip olmadı. Ortada büyük bir kokain pastası vardı. Pablo pastayı paylaşmak istemeyen büyük patron rolündeydi. Abd hükümetleri uyuşturucu trafiğini kontrol etmek istemiyor olsaydı, onlarla da sorunu olmazdı. Amerikan saldırganlığı ya da emperyalizmine karşı olmadı. Diğer taraftan Narcos'ta anlatılanın tersine, Abd hükümetleri kendi halkını, Kolombiya'dan gizli yollarla sokulan, uyuşturucudan korumak amacını taşımıyordu; amacı bu parsaya tek başına sahip olmak. trafiği bütünüyle kontrol etmekti. Önce Pablo Escobar'ı, ardından da Cali Kartel'ini bundan dolayı yok etti.

Pablo Escobar ne bir halk kahramanı ne de imrenilmesi gereken bir karakterdir. Bütün gücü ve zenginliği kendinde toplamayı amaçlayan narsist ve yasadışı bir adamdır.

Ne Escobar'ı ne de Abd hükümetlerinin görevlendirdiği ajanları sevmeyi gerektirecek herhangi sebeb yoktur.

https://twitter.com/ozgursancarr


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder