![]() |
Franz Kafka |
Çözüm üzerinde düşünmek
Kapitalizmi aşma kaygısı taşıyan bir çok politikacı ve sosyal bilimci yabancılaşma sorununu ortadan kaldıracak çözümü üretmişti. Yabancılaşma teorileri sadece sorun tespit etme ve bunu sonuca bağlama çalışmalarını içermez; fakat bundan daha fazla olarak çözüm odaklıdır ve çözüm üzerinde düşünür.
Robotlaşmak
İnsanın, ürettiği emek ürünleri/metaların yarattığı egemen bir dünyada gittikçe kendi benliğinden kopmasıyla başlayan yabancılaşma süreci, üretilenin egemenliği üzerine inşaa edilen düzenin içerisinde kaybolmasıyla sonuçlanır.
Artık kişi kendi sorunlarına yabancıdır. Bunların farkında bile değildir. Kendi özünü ve toplumsal amaçlarını unutmuştur. Yapabileceklerinin farkında değildir. Dünyanın böyle gelip, böyle gideceğine inandırılmıştır. Kendini ve insanlığını geliştirmek gibi bir düşünceye sahip değildir. Yaptığı işi de robot gibi yapmaktadır. Anlam sadece tüketmek ve yeni tüketim olanaklarına sahip olmaktan ibarettir; fakat hiçbir zaman kazanan olamamaktadır, dahası bunun farkında değildir.
Ezilmektedir. Fordist tarz üretimde bir robotlaşmadır, hissetmeden yapmaktır. Artık beden ve zihin otomatikleşmiştir. İşi bir robot gibi yapmaktadır.
Franz Kafka
Franz Kafka'nın insanlığın kapitalizme birlikte içine düştüğü yabancılaşma sürecini edebi anlamda en iyi anlatan yazar olduğuna inanılır. Dönemi itibariyle çokça eleştiriye maruz kalsa bile, değişik karakterlerle kitaplarına taşıdığı kendi dünyası bize yabancılaşmanın nasıl işlediğini anlatır.
"Dönüşüm"de memuriyetin yarattığı ezici baskı ve rutinleşme, Gregor Samsa'yı bir sabah kalktığında yerde ters yatan bir böceğe dönüştürür. İnsanın yabancılaşma nedeniyle kendi benliği ve özünden kopuşu, metaforik olarak hiç bu kadar iyi anlatılmamıştı.
Gabriel Garcia Marquez, Dönüşüm için "Neredeyse ilk cümlede yataktan düşüyordum" derken, Elias Kanetti, Kafka'nın, kendi yazdığı bu öyküyü hiçbir zaman aşamayacağını; çünkü Dönüşüm'ü aşabilecek bir şeyin olmadığını söyler.
Pesimizm
"Babaya Mektuplar" öyküsü ise kendi öz yaşamından derin izler taşımakla birlikte, baba oğul çatışmasından yola çıkarak burjuva toplumlarını belirleyen güçlü güçsüz kavramlarını irdeler. Bu da aslında yabancılaşmanın insan ilişkilerine yansımasıdır.
Dava ve ölümünden iki yıl sonra Max Brod tarafından tamamlanan Şato da dahil olmak üzere, Kafka kendini ve eserlerini karamsar havadan bir türlü kurtaramamıştır.
Ezen ezilen ilişkisini ve bu temelden kaynaklanan yabancılaşma sorununu mükemmele yakın tasvir etmiştir; ne var ki bunları aşılamaz bir sorun olarak görmekten kaçamamıştır.
Fazlasıyla pesimisttir; bu özelliği tüm kitaplarında sayfalar ilerledikçe daha boğucu bir hâl alıyor. İnsan sıkılıyor.
Özgürleşmek
Oysa sorunu gören, çözümü de gösterir. Bir önceki yazıda döne döne vurguladığımız gibi, sorunlar ne kadar ağır olursa olsun, nefes aldığımız sürece umut vardır.
Umutlu kalmak ve güçlü olmak özgürleşmeye giden biricik yoldur.
https://twitter.com/ozgursancarr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder