Radyospor Programcısı, İspanyol spor gazetesi AS'ın Türkiye temsilcisi Özgür Sancar'ın kişisel yazıları. #PeriodicoAS #Radyospor #Blogger #Corresponsal
17 Aralık 2019 Salı
Sosyal Medya ve Özgürlük
Son bir yıl içerisinde sosyal medyanın kötü kullanıldığı yönündeki düşüncem pekişti.
Sosyal medya ya da yeni medya hiç kuşku yok ki özgürlük alanları sağladı. Politik anlamda sesi kısılanların sesini duyurma aracı oldu. Hızlı ve anında haber akışını sağlıyor olması sebebiyle de bir kamuoyu oluşturma aracı hâline dönüştü. Türkiye'de özellikle son dönemde ortaya çıkan kadın cinayetleri ve kadına şiddet konusunda kitleleri harekete geçiren bir işlev üstlendi. Daha pek çok olumlu işlevinden bahsedebiliriz; fakat sorun elinizdeki mecrayı nasıl algıladığınız ve ne şekilde kullandığınızla ilgili...
Saldırı ve Karalama ortamı
Sosyal medya bir ünlü olma aracı değildir. Youtube da son derece basit ya da bayağı videolarıyla bir anda izlenme rekoru kıran, sonrası da ise rezil olup, dibe vuran tipleri gördük. Twitter, instagram size kalıcı bir şöhret getirmez; çok sayıda takipçiye sahip olmakla da önemli bir insan hâline gelemezsiniz. Bunları daha önce bir kaç vesile ile yazdığım için tekrar uzun uzun anlatmayacağım.
Fakat şunu belirtmekte fayda var; özgürleşme alanı olarak kabul edilen sosyal medya, gerçek düşünce ve özgürlük arayışından çok karalama ve saldırı ortamına dönüştü.
Özgürlük Anlayışı
Saldırı ve karalama özgürlük olamaz; ne var ki başta "sözlük" kavramıyla kendini tanımlayan sözde "sosyal medya" alanları olmak üzere, twitter vb. pek çok mecrada sahte isim ve hesaplar üzerinden tam bir saldırı ortamı oluşturuluyor. Dosya yükü nedeniyle hakaret içeren paylaşımlarla ilgili kovuşturma uzun sürüyor; ayrıca sahte hesapların kullanıcılarına ulaşmak da esaslı bir mesaiyi gerektiriyor. Kişisel anlamda bu çabayı göstermekten hiç imtina etmedim, bundan sonra da etmeyeceğim; bence hakarete uğrayan her bir kişi hukuksal haklarını sonuna kadar kullanmalı; çünkü karşınızdaki tipler insanlıktan nasibi almamışlar. İnsan değiller; çünkü gelişmiş bir hiçbir insan bu zavallı ve korkak yönteme sığınmaz. Bunu yapanların temel motivasyonu yakalanmayacakları, dolayısıyla ceza almayacakları düşüncesinden kaynaklanıyor.
Kara Cahil
"Hakaret ederim, istediğimi yazarım bana bir şey olmaz" diye düşünüyorlar. İşte buna kara cahillik deniyor; bu tiplerin temelde sorunu ise aşağılık kompleksi... Hakaret ederek, aşağılık kompleksiyle baktığı kişiye zarar verdiğini düşünüyor. Bu, onun rahatlama aracı; aynı zamanda nasıl bir kara cahil olduğunun da en net göstergesi...
Bunlar kara cahiller, bildiklerini iddia ederler; ancak hiçbir şeyi bilmezler, kulaktan dolma, yalan yanlış şeylerden bahsederek komplekslerini bastırmaya çalışırlar. Yakalanınca da "eleştiri yaptık" derler.
Öyle koyu bir cehalet çukurunun içindedirler ki, eleştiri ile karalamayı ya da hakareti birbirinden ayırt edemezler. Karalama ve hakareti eleştiri sanırlar.
Yalan en temel araçlarıdır. Gerçekte hiçbir şeyi doğru düzgün bilmedikleri için sürekli yalana sarılırlar. Hakkınızda söyledikleri koca bir yalandan ibarettir. Gerçekle işi olan kişi kimliğini saklamaz.
Sözde sözlükler
Sahte kimlikleri hiçbir zaman erişemeyecekleri kişi ve noktalara ulaştıkları yanılsaması yaratır. Hastadırlar kısacası... ve "sözlük" ismiyle başlayan katastrofik yerlerin metasına dönüşürler.
Bu sözde sözlükler, bu sürünün üzerinden para kazanır. Burada işletilen kapitalist bir mantıktır. Cahil, yarı cahil, kara cahilin kötülük düşüncesini likiditeye çevirirler.
"Yazar" olarak kullandıkları tiplerin çoğu Türkçe bile yazamazken; her şeyi bildiğini iddia eder.
Tam bir histeri hâli...
Çözüm
Böyle bir özgürlük olamaz. Sosyal medya, her biri patolojik vakıa olan bu hastaların kullanıldığı bir kapitalist kâr alanı olmaya doğru hızla ilerliyor.
Buna karşı esaslı çözümler getirmek gerekiyor.
Bundan böyle bu tür mecralarda dağıtılan hesapların kimlik numarası karşılığında verilmesini savunuyorum.
Politik bağlamda çok daha derinlikli çözümler olacaktır. O da bir başka yazımın konusunu oluşturacak.
https://twitter.com/ozgursancarr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder