4 Haziran 2018 Pazartesi

Y ve Z Kuşağı

Toplumsal İlerleme. Y ve Z Kuşağı 

İlerlemeden yana olmak çağın koşulları ve getirilerini toplumsal gelişmeyi sağlayacak yetkinlikte yorumlamayı gerektirir; fakat yorum ve farkındalık yetmez; asıl olan bunu yaşam pratiğine geçirmektir.

Z Kuşağı olarak tarif edilen 2000 sonrası jenerasyon acaba bu gerçekliğin neresinde kalıyor?

Sosyo-psikoloji uzmanlarının, üzerinde uzlaştıkları  belli başlı beş kuşak vardır.
20. yy başından günümüze uzanan tasniflerin aslında mutlak sınırları yoktur; ama evrensel kabul edilmektedir.
Kuşaklar arası geçişler 1990'lı yıllar itibariyle ağırlıklı olarak teknolojiye endeksli bir durum olarak kabul edilmiştir.

SESSİZ KUŞAK 

1922 -1945 arasında doğanları kapsıyor. Abd'de baş gösteren 1929 Büyük Dünya Ekonomik Buhranı belirleyicidir. Büyük yıkımlara neden olan 2. Dünya Paylaşım Savaşı bu kuşağın karakterini belirleyen ana olgulardandır. Derin acılar bu kuşağa hâkimdir; bu nedenle toprağa ve topluma güçlü duygularla bağlı olmaları bu kuşakta yer alanların karakteristik özelliğidir.

BEBEK PATLAMASI 

1946 - 1964 yıllarını kapsar.  Savaş sonrası ulaşılan yeni hayat pratiği nedeniyle çalışmayı, yaşama anlam katmayı, değer üretmeyi seven bireylerden oluştuğu kabul edilir. Soğuk Savaş politikaları ve siyasal bilincin yükselmesi hiç kuşku yok ki düşünsel ve maddi üretkenliği arttırmıştır.

X KUŞAĞI

1965-1980 yıllarında doğanların bu kuşağa dahil olduğu kabul edilmektedir. Ekonomik medcezirlerin, kapitalist dünyadaki finansal krizlerin gölgesinde kalan bu kuşak, daha politik ve temkinli, çalışmayı seven, verilen görevi yapan ve uyumu yüksek bir jenerasyon olarak tanımlanır. E posta ve cep telefonu, çabuk uyum sağladığı "Bilgi İletişim Toplumu" ürünleri oldu.

Y KUŞAĞI 

1981-2000 doğumlulardan oluşur. Milenyum Kuşağı olarak da tanımlanır. Enformasyon Toplumu sonrası kapitalizmin ulaştığı varsayılan, "yeni toplumsal aşama" Bilgi İletişim Teknolojisi toplumunun "küçülttüğü" bir dünyada küresel bir bakış doğrultusunda dizayn edilmiştir. Bireysel rekabet, ödüle değer vermek gibi kendinden menkul özellikler taşırlar. Özgürlük arayışı da vardır bu kuşakta, fakat ne büyük çelişkidir ki apoliktiktirler. Reel-poliktik, ekonomi-poliktik ve uluslararası siyaset konusunda ya çok yüzeysel bilgiye sahiptirler ya da hiç ilgilenmezler. Onlar için yapılan "Sosyal Medya Kuşağı" tanımlaması da yüzeyselliğin bir başka görüntüsüdür. Gerçekte yeni olmayan bir ekonomik-politik sistemin "Bilgi İletişim Toplumu"nun yarattığı bir jenerasyondur.

Z KUŞAĞI 

2000'den sonra doğanlar bu kuşağın bireyleridir. Onlar için teknoloji yaşamın vazgeçilmez bir bölümü. Bilgi İletişim Çağı teorisyenlerinin yaratmak istediği ideal kuşak. Ekip çalışması onlara göre değil, bireysellik doğal bir hak konumunda. Bilgiye, bilimsel bilgiden bahsetmiyorum, ulaşmak onlar için son derece kolay ve zahmetsiz. Odaklanma süreleri kısa; fakat analitik bir zekâya sahip olduklarından bahsediliyor. Ama sistemleştirmek konusunda başarısızlar. Bilgiyi edinme biçimleri paralel. Sıralı değil. Aceleleri var; oradan buradan öğrenmekle yetiniyorlar; dolayısıyla yazıdan değil, grafik, görselden, video ya da müzikten hoşlanıyorlar. Akıllı telefonlar sanki vücutlarının bir uzvu gibi...


TARIM, DOĞA. SANAYİ, REEL ÜRETİM VE TEKNOLOJİ 

Teknoloji yaşam pratiğini, iş yapma biçimlerini ilerletiyor, dolayısıyla koşullar değişiyor, insanlar farklı koşullarda farklı özellikler gösteriyor; bu düz mantıkçı önermeden hareket edersek Y ve Z Kuşağı en ileri olan aşama olarak gözükür; hatta 2010 ve sonrası Alfa kuşağı insanlığın gördüğü en ileri aşama olarak kabul edilebilir. Ne var ki gerçek bu değil.
En başta sorduğumuz soruya geliyoruz.
İlericilik insanlığı bir bütün olarak daha iyi bir noktaya götürmektir. Teknoloji gündelik hayatta işimizi kolaylaştırırken, yaşamımızı, ekonomik gerçekliğimizi iyileştiriyor mu? Hayır.
Rahat yaşam koşullarına sahip olamıyoruz. Sadece daha kolay iletişim kurup yapılması gerekenleri hızlı yoldan yapıyoruz. Toplumsal çıkarlarımız geride kalıyor.
Geniş kitleler ya da çoğunluk, hayat pahalılığı karşısında yaşamını sürdürmekte zorlanıyor; kazandığı para ona güvenli bir gelecek vermiyor.
Doğa ve iklim sorunları ortadan kalmıyor; fakat daha ağırlaşıyor. Hastalıklar da öyle.
Dolayısıyla Z Kuşağı ve onu doğuran toplum biçimi tarihsel olarak ileri bir nokta, ancak insanlık açısından bir ilerleme değil.
Elbetteki Bebek Patlaması Kuşağındaki bireyi alıp, yaşama anlam katmayı seviyor, çalışkan ve üretiyor diye günümüz dünyasına koyamayız. Bu eşyanın tabiatına aykırı; çünkü onu doğuran tarihsel koşullar bir daha hiç geri gelmeyecek. Ancak üretmek ve toplumsal zenginleşmeyi yaratma ihtiyacı tarihin herhangi bir dönemine takılıp kalmış değil. Reel üretimden kopmuş olan bugünün dünyasında çok daha güncel bir biçimde insanlığın önünde duruyor. Teknoloji insanlığın bu türden üretim ihtiyacına yanıt verdiği ölçüde ilerici bir niteliğe sahip olur.

O nedenle teknolojiyi hayatının merkezine yerleştiren Z Kuşağı ilericiliğin çok dışında kalıyor.

https://twitter.com/ozgursancarr
    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder