![]() |
Post-truht, Sahici dünya, yalan dünya... |
Oxford Sözlüğü'nün tanımına göre Post truht duyguların ve kişisel kanaatlerin belirli bir konu üzerinde, kamuoyunu belirlemede rasyonel gerçeklerden daha etkili olması anlamına gelmektedir.
Bir tasvir meselesi...
Sınıflı toplumlar tarihi aslında böyle değil midir?
Egemen olan, kendi çıkarı doğrultusunda gerçek ve akılcı olanın yerine yalanı koymuştur.
Yalan en sorunsuz yönetme biçimidir.
Kitleler somut gerçekler göz önünde dururken, ötedeki yalan dünyanın bir parçası hâline getirilmiştir.
Bana göre, sırf bu nedenle, Post truht bir tanımlama değil; bir tasvirdir.
Gerçek ötesi olarak dilimizde karşılığını buluyor; ancak ulaşılan bir aşamayı ya da keşfedilen yeni bir durumu anlatmıyor.
Sınıflı toplum tarihiyle birlikte ortaya çıkan olgunun bugünkü durumunu açıklıyor. Bir betimleme sadece...
Sahici dünya, yalan dünya...
Çoğu zaman gerçekleri bile isteye görmeyen toplumların yalan dünyasını açıklıyor.
Yeni medya ve onun sosyal ağ uzantılarıyla kendini yeniden üretiyor.
Pratikte bir toplumsal öfke dalgasıyla ortaya çıkıyor; takipçileri yalana gerçekmiş gibi sarılıyor; finalde ise toplumsal içselleştirme gerçekleşiyor.
Gerçek olanca kuvvetiyle ortada duruyor; fakat gözüne Post-truht perdesi inmiş kitleler yalan dünyanın sahici olduğunu kabul ediyorlar. Bunu şiddetle savunup, yaşam ve tercihlerini yalanlarla belirliyorlar.
Son Abd seçiminde, Trump, göçmen karşıtlığı üzerinden propaganda yaparken, Post-truht'u gerçekleştirmişti. Birleşik Devletler'de 30 milyon yasadışı göçmen olduğunu öne sürdü. Gerçekte ise rakam 11 milyondu. Benzerini Brexit sürecinde, AB'den ayrılma yanlısı olan İngiliz politikacılar yaptı; Birleşik Krallığın, Avrupa Birliği'ne her hafta 350 milyon pound ödediğini söylediler. Oysa bu koskoca bir yalandı. Bunun yalan olduğu ortaya çıktı; ne var ki İngiliz toplumunun yarısından fazlası hâlâ bu yalana inanıyor.
Gerçeğin çıkış yolları
Büyük Fransız İhtilali, Aydınlanma ile, insanlığın gerçeği savunması için en büyük adımı atmasını sağladı. Artık kitap, gazete ve hür düşünce sayesinde sıradan insan için de gerçeği görüp, öğrenmenin yolları vardı.
Gerçek ile Yalan'ın savaşı hiç olmadığı kadar keskinleşmişti. 300 yıllık bir mücadele... gerçek ve ötesindeki yalan...
Kısacası, bugün gerçeğin ötesindeki yalanı açıklayan Post -truht kavramı yabancı olmadığımız şeylerden bahsediyor. İnsanlık bunu zaten biliyordu. Biz de çok iyi biliyoruz. Batı'nın bunu son bir kaç yıldır popüler biçimde, Post - truht olarak kavramlaştırması insanlığı ve doğayı yıkıma uğratan merkezlerin de bu küresel yalanları, artık dayanılmaz bulmasından kaynaklanıyor.
Gerçek ötesi çaba kendi yalan dünyasını iktidar kılmaya çalıştıkça, tarih, mutlak bir biçimde insanlığın önüne gerçeğin çıkış yollarını koymaya devam edecek.
https://twitter.com/ozgursancarr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder