19 Aralık 2017 Salı

Nefes Alıyorsa Her Zaman bir Şans Vardır

Teşekkürler hayat!
Stres modern yaşamın sıradan insanın gündelik hayatında her gün yeniden ürettiği psikolojik bir sancı olarak ortaya çıkıyor.
Kişisel gelişim kitapları yaşadığınız her türlü yıkım ve acıyı stresle açıklayıp, pratik çözümler üretme iddiasına girişiyor; ne var ki stres ile acıların kökenleri ve hissettirdikleri birbirinden çok farklı.
Stres, ruhbilimsel açıdan tanımlanacak olursa ruhsal gerilim, bir modern dönem sorunu olarak kapitalizmin iş yapma ve bireye sunduğu yaşam biçiminden kaynaklanır. Günümüzün en yaygın sorunlarından bir tanesi olarak açıklanıyor olması da bunu ispatlar niteliktedir.

Beyin Kimyasalları, Dopamin, Oksitosin

Bu açıdan bakıldığında ayrılık, ölüm, ebedî ayrılık ve kayıplar nedeniyle ortaya çıkan yıkım ve sonrasındaki ruhsal sorun stres olarak tanımlanamaz; dolayısıyla stresi varoluşumuzun vazgeçilmez parçası kabul edip "stres, yönetmesini bilirsen, iyi bir şeydir" diyen "kişisel gelişim" uzmanlarını haklı bulmak mümkün değil. Bu profesyonel ve gerçekçi görünme iddiasında olan yaklaşım, temelde ideolojiktir.  Sadece belli çözüm önerilerinde kabul edilebilir olduklarını düşünüyorum. Bunlardan bir tanesi beyin kimyasallarını ayarlamak adına sundukları öneridir.
Spor yaparak ya da beden aktiviteleri yoluyla rahatlamak bunlardan bir tanesidir; çünkü beden aşırı yıkıcı olmayan bir spor etkinliğinin sonrasında dopamin hormonunu salgılamaya başlar, böylece rahatlamış ve mutlu hissedersiniz. Topluluk içerisinde yer almak, sosyal bağlarınızı arttırmak da önerilerden bir tanesidir. Bu yolla beynin sosyal içgüdülerini ayarlayan karmaşık bir nörohormon olan oksitosin (sarılma hormonu olarak da adlandırılır. İçten bir sarılma ortaya çıkmasını sağlar) sizi etkisi altına alır 

Bir Anlam Bulmak

Bu hayatta başınıza her şey gelebilir. Önemli olan yaşadığınız acıyı, açık ve dürüst biçimde kabul etmektir. Acının içerisinde yalnızlaşmaktansa paylaşmayı tercih etmek gerekiyor.
Üzücü olanı daha güçlü olmak ve çıkış yolunu bulmak adına bir kaynağa dönüştürmek mümkün. Yıkım ya da acıyla yüzleşmekten korkmamalıyız. Yaşadığımız şeye cesurca baktığımızda, sonrasında karşılaşacağımız zorluklarla mücadele kudretini içimizde bulabiliriz.
Mücadele ve çaba bizi bir anlama götürür. Yaşam... iyi ve doğru bir insan olarak yaşamak... İşte bulacağımız biricik anlam budur.

Yaşam

Öyle anlar vardır ki, dünya yanıyor olsa kalbinizdeki yara daha çok acı verir. O anda savaşlar, ölümler, hastalıklar yok edilen doğa ve türler... hiçbiri sizin yıkılan iç dünyanız kadar acıtmaz. Böylesi anlarda karanlığın en koyu derininde bekleyen ışığa gidebilmenizi sağlayacak olan, zayıflığa karşı kendine güven, korkuya karşı cesaret, yalnızlığa karşı bağlılıktır.

Ve umut... umut etmektir insanı güçlü kılan ve hayata bağlayan...

Nefes alıyorsa her zaman bir şans vardır. O yüzden yaşamak gerekir ve yaşarken umutlu olmak... 

https://twitter.com/ozgursancarr


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder