![]() |
Kadın ve erkek bir olunca tüm zorluklar aşılır. |
Bu sorunun yanıtı vermek göründüğü kadar kolay değil.
Dünya için çok kısa bir zaman aralığı olan (Bilim adamlarına göre dünyamız 4.54 milyar yıl yaşında) ne var ki insanlık için hayli uzun olan bir sürenin, 50 bin senenin düşündürdüğü bir sorudur bu: kadın ve erkek bir olabilir mi?
Kendiliğinden mükemmelleşme
Olabilir tabii ki... Hayat bunu gerektirir ya da tersini...
İnsanlığın başlangıç dönemindeki avcılık ve toplayıcılık dönemi zorunlu bir biçimde eril olan ile dişilin dayanışmasını gerektirmişti. Bu kendi doğal sürecinde gelişen son derece uyumlu bir bütünlüktü; çünkü başka türlü hayatta kalma şansı yoktu.
Henüz yerleşik düzen ve tarım toplumu için 40 bin yıl beklemesi gereken insanlık, avcılık ve toplayıcılık döneminde, ilkel komünal düzenin gerektirdiği doğal iş bölümünü gerçekleştirmiş, kadınlar besin değeri yüksek olan bitki kökleri ve meyveleri toplarken, erkekler neslin devamını sağlayacak olan proteinin peşindeydi. Uzun ve ölümcül av seferlerine giden erkek, avladığı hayvanlar sayesinde, besin zincirinin çok önemli bir aşamasını oluşturan proteini kabilesine sunuyordu.
Protein her bir kabile üyesinin beden ve akıl sağlığının düzenli biçimde işlemesini sağlıyor ve böylece ilkel kabile toplumu hayatta kalabiliyordu. Uzun av seferleri nedeniyle uzakta kalan erkeklerin yokluğunda, kadınlar topladıkları bitki kökü ve meyvelerle kabilenin açlık sorununu gideriyorlardı. Yaşlılar ise toplayıcılık yapan kadınların yokluğunda kabiledeki çocuklara sahip çıkıyorlardı. İşte ilkel kabile toplumu içindeki doğal dayanışma, böylece kendiliğinden mükemmelleşiyordu.
Tarım Toplumu ve Egemenlik
Yaşamda birlik güzellik ve bütünleşmeyi de getirmişti.
Sonrası... malumunuz, tarım toplumuyla daha çok ürün sahibi olan, daha güçlü, hatta ayrıcalıklı olmaya başladı. Kendiliğinden mükemmelleşme, yerini sınıflaşmaya başlayan toplum yapısına bıraktı. Güçlüler, aynı zamanda otorite sahibi olandı. Yönetme erki ve topluma sahip olma iddiasındaydı. Güçlü, güçsüz, egemen - tabî ilişkisini doğurdu kadın ile erkek arasındaki büyülü birlik, belki bizim için daha uzak gelecek olarak gözüken zamanlara kadar bozuldu. Çünkü ilkel komünal toplumun getirdiği doğal eşitlik, kadın erkek, mülk sahibi-mülksüz ve güçlü-zayıf arasındaki derin eşitsizliğe dönüşmüştü.
Bizim Küçük Dünyalarımız
Aydınlanma devrimi, modernizm ve içinde bulunduğumuz "bilgi - iletişim toplumu- kadına çok geniş haklar getirse de kim söyleyebilir ki kadın ve erkek arasında büyülü birlik ve bütünlük olduğunu (?..)
Bu toplum düzeninde imkânsız... Fakat kendi küçük dünyalarımız bunu başarabilmek adına bize olanaklar sunabilir. İstersek tabii ki...
Hayatı, kültür ve ideolojinin işleyişini kavrayan kadın ve erkek bir olmayı başarır. Kendi küçük dünyalarında bir olmayı birbirlerine sunarlar.
Paylaşırlar, üretirler, çözerler... üzüntüyü olduğu kadar mutluluğu da ortaklaşırlar; mutlu olmasından mutlu olur; çünkü birinin mutluluğu aynı zamanda diğerinin de mutluluğudur. Ortasında yalın bir sevgi vardır bu küçük dünyaların; çıkarsız ve sürekli kendini yeniden üreten; sonsuza kadar sürecek olan... Bir olur kadın ve erkek bu dünyalarda tüm zorlukları aşmak için...
https://twitter.com/ozgursancarr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder