23 Eylül 2020 Çarşamba

Ceylan'ın dediği gibi

Salgından dolayı gerçek sosyal ilişkilerimizi sürdürebilmek zor gözüküyor. En azından bir süre daha bunu yapamayacağız. Pekîi yeni medya üzerinden kurulan "sosyal ilişkiler" bu eksiliği giderecek nitelikte midir?

"Sosyal ağlar; kararsızları hedef alıyor, kararı net olanları ise kutuplaştırıyor. Yapay zekanın bu manipülasyonundan, gerçek sosyal ilişkilerimizi güçlendirerek korunabiliriz."

Ceylan Kayaoğlu'nun "Sosyal İkilem" filminden yola çıkarak yaptığı bu tespit, konuyla ilgili yazı yazma fikri oluşturdu.

Derin bir Yanılgı

Yeni medyanın ürünleri olarak ortaya çıkan ve "sosyal medya" olarak adlandırılan mecra, hiçbir biçim altında, toplumsal bir varlık olan insanın, sosyal ihtiyaçlarını karşılaşması için zorunlu olarak gerçekleştireceği, toplumsal ilişkilerin yerine ikâme edilemez. Eşyanın tabîatına aykırı şekilde bir olguyu başkasının içine yerleştirerek yeni bir gerçeklik üretemezsiniz.

Gerçek sosyal ilişkiler somut bir temele oturur. Görerek, anlayarak gerçekleştirilir. Oysa sosyal ağlarda gördüğümüz ve bağlantı kanallarıyla "sosyal ilişki" potansiyelimize dahil ettiğimiz her bir bağlantı gerçekliği konusunda sorgulanmaya muhtaçtır.

Belki son derece üzücü; ancak bir gerçek: sosyal medya, sosyalleşme gerekçesine sığınarak, bir yalan dünyası gibi işlemektedir. Bilgi, belge akışı, haber paylaşımı konusunda işleyen özelliği ayrı bir değerlendirme konusu; ancak burada üzerinde durduğum yüzyüze iletişimin geçerliliğini kaybettiği argümanıyla sosyalleşmenin yeni medyada gerçekleşeceğini öne süren/düşünenlerin derin yanılgısı...

Sosyalleşmek ve İletişmek

Başta arkadaşlık siteleri olmak üzere, hayatımızın değişik anlarını paylaşabileceğimiz pek çok "sosyal" ağ, temelde geçek kimlik, düşünce ve yaşamların aktarılıp aktarılmadığı konusunda sınırsız soru işaretini barındıran, pek az güvenilir ortamlar şeklinde ortaya çıkıyor. Kastettiğim şey belli bir tehlike değil; bu işin kriminolojik bölümü ve ayrı bir yazı konusu, gerçekte olmadığı ya da düşünmediği biçimde kendini anlatan insanların varlığından söz ediyorum. Böyle bir ortamda güvene dayalı ilişkiler kuramazsınız, Dolayısıyla sosyalleşmenin güçlü bağını oluşturan en önemli unsuru bulmanız imkânsız hâle gelir.

Yazı, bilgi ve düşünce paylaşımı ise sosyalleşme kavramından bağımsız biçimde -iletişmek- (iletişim kurmak, karşılıklı olarak bildirişmek) tanımıyla açıklanabilecek bir durumu ifade eder.

Toplumun bir Parçası Olmak

Sosyalleşme elle tutulur bir gerçeğin üzerinde şekillenir. Amaç ve duygu birlikteliğini gerektirir. Görerek duyarak ve yaşayıp deneyimleyerek ulaştığımız bir ilişki biçimidir. Toplumun ve bir grubun parçası olduğumuzu gösterir. Bir ya da birden fazla arkadaşın gerçek arkadaşı olmak da aynı türden bir olgudur. Bir araya gelmek, ortak hareket etmektir. Bu şekilde insan toplumun içerisinde yer alarak sosyalleşme ihtiyacını giderir ve sosyal bir varlık olma edimini gerçekleştirmiş olur.

Aksi hem bir kandırmacadır hem de ayrı bir yazının konusu olan bir vakit kaybıdır; koca bir vakit kaybı...

Ceylan Kayaoğlu'nun dediği gibi, yapay zekanın bu manipülasyonundan, gerçek sosyal ilişkilerimizi güçlendirerek korunabiliriz.


https://twitter.com/mozgursancar




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder